Gümüşhacıköy_Amasya doğumlu kitapları çok seven biriyim
Çok severim tarihi eski evleri.
Hani dantel gibidir balkonları pencereleri.
Kırılmış tahta kaplamaları ve bir çok yeri.
Bahçesi vardır asırlık ağaçları salıncaklı.
Öyle yaşlı öyle zavallı gelirlerki bana,
Yokluğuna uyanıyorum.
Yastığın küsmüş bana.
Yüreğim mantığımdan hesap soruyor,
Sensizlik ateş....... yanıyorum.
Gözlerim gözlerini, ellerim ellerini arıyor.
Ölmeden ölüm varmış.
Dünya ne kadar darmış.
Sevenlerin kalbini
Dikenli güller sarmış.
Bülbül gülü görünce,
Ağarmadığına bakma saçımın
Acıyı neşe ye gizliyorum ben.
Ağlamadığına bakma gözümün
Acıyı mahşere saklıyorum ben.
Yaşamak hakkımdı şöyle gönlümce
Uyurken uykumda aramışım seni
Hıçkırarak anmışım güzel ismini
Haberim yok bilmiyorum dövmüşüm kendimi
Yolmuşum saçlarımı ayrıldık deyi.
Sabah olunca kocam bir bir söyledi.
Kapkara bulutlar dolarya bazen,
Kararır gökyüzü bir sıkıntı çöker.
Terlersin buram buram üşürken.
Yağmuru özler toprak ağaçlar.
Sonra birden şimşekler çakar,
Gece kondu mahallesinin
Tek odalı bir evinde açtı gözlerini dünyaya.
Zor bir doğum olmuştu annesi için:
Baba kapıda donmuştu beklerken.
Ama işte sonuç oğlu olmuştu.
Gururla dikildi İsmail çavuş.
Senin sahillerinde seni yaşadım sessiz.
Senin yürüdüğün yollarda yürüdüm.
Sahildeki çay bahçesinde kahve içtim.
Senin sahillerinde seni yaşadım sessiz.
Deniz hafif dalgalı, hava nefisti bu gün.
Sussammı? artık otursammı
köşemde?
Bittin eskidin yeter dercesine.
Kimene senden, hislerinden, isteklerinden.
Kaybettiklerinden......ne geçecek eline.
Bir çılgınlık anımıydı
Seni bana getiren?
Yoksa bahar rüzgarlarımı?
Kavak yelleri estiren
16 yaşında olmak istedim birden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!