Ne bahtsızdı kim bilir, sen doğmadan Kâinât
Sapıtmıştı insanlar peygamberlere inat
Putlar yapıp tapmaktı; buydu en gözde sanat!
Bilmek hayli zor işti doğru yanlış hangisi
Can cânâna yetişti; GÜLLERiN EFENDiSi
Gamlı gönüller çöldü, sen geldin oldu vaha
Güneş bile bir başka gülümsedi sabaha
Acze düşen yol buldu delâletten felâha
Varlığından bîhaber gâfilin ta kendisi
Yegâne önder, rehber; GÜLLERiN EFENDiSi.
Vahşetin adı töre, kız doğurmak ayıptı
Cahillik had safhada, akıl ise kayıptı
Mazlum kan ağlıyordu, zaman bir acâipti
Beklenen peygamberdin; Âmine'nin incisi!
Âleme şeref verdin, GÜLLERiN EFENDiSi.
Puta tapanı irşâd kolay bir iş değildi
Lâkin, fazla geçmeden gerçeği herkes bildi
Eğilmez denen başlar saygı ile eğildi...
Tebliğinle yıkandı kalplerin kiri, isi
Kalpler sürûra kandı; GÜLLERiN EFENDiSi.
En mümtaz sembolüydün ahlâkın, asâletin
Mî'râc ile taçlandı kulluğun, risâletin
Arzumuz şefaatin, dilimizde salât´in
Sensizlik yüreğe yük Nebîlerin Nebîsi
Özlemimiz çok büyük, GÜLLERiN EFENDiSi...
Âciz kullar omzuna ağır geldi zimmetin
Asırlar geldi geçti sensiz öksüz ümmetin
Sarsın, kuşatsın bizi her adımda himmetin
Muhammed-ül Emîn'sin, ey gönüller Bani´si;
Gel de bu hasret dinsin, GÜLLERiN EFENDiSi.
Kayıt Tarihi : 29.5.2012 22:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!