1956 yılında Tokat - Erbaa -Koçak kasabasında dünyaya gelmişim.3. sınıfa kadar kasabamda okuduktan sonra,Erbaa'ya taşındık.İlkokulumu burada tamamladıktan sonra,ortaokulu da ilçemde tamamladım.Sınavları kazanarak Artvin Öğretmen Okuluna başladım.Daha sonra Yıldızeli Pamukpınar öğretmen Okuluna geçerek,okulumu burada tamamladım.
1975 Ağustosunda Gümüşhane - Torul - Güvemli köyünde göreve başladım.2 yıl sonra askerlik ve öğrencilik nedenleriyle görevden ayrıldım.1978 mayısında tekrar göreve başladım.1994 'e kadar ilçe okullarında çalıştıktan sonra yurt dışı göreviyle Fransa'ya gittim.5 yıl yurtdışı görevini tamamladıktan sonra yurda döndüm.5 yıl daha görev yaptıktan sonra 2005 Ağustosunda 30 yıllık çalışma hayatımı sonlandırdım.
Evli ve üç çocuk babasıyım.Mazbut emeklilik günlerimi yaşıyorum.
Eserleri
Acı,adam arıyorum,Adam olmak,Aman ha gardaş,Ana sevgisi,Anadolu'da bahar,Anam,Annemasse,Arzu ve ülkü,Aşk defteri,Bayram sevinci,Bekleyiş,Ben ki,Ben öğretmenim,Benliğe dönüş,B ir başka dert,Bir garip hal,Bir garip yolculuk,Bir gönül eyle,Bir gün,Bir yer ki,Birliğe çağrı,Bir tanem,Bizim şenliğimiz,Bozkurt ve bayrak,Bozkurtlar ölmez,Bulutlar,
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!