Kozasını örüp de
Sevgilisinin resmiyle
İçeri giren tırtıl
Kelebek olduğunda
Kanatlarında onun
Resmi olacağını sanırdı
Bir tren geldi geçti yine
Üstüm başım toz
Tren bile seni hatırlattı
Kalbimi paramparça
Un ufak edip
Birdenbire susardı bütün horozlar
Güneş ufka takılıp kalırdı çünkü.
Zerrecikler kopup da buluttan
Düşemezlerdi yeryüzüne doğru
Rüzgâr bile esemezdi o anlarda
İsyan etti gözlerim
Sana bakıp kamaşmaktan
İsyan etti kulaklarım
Seni dinleyip hapsolmaktan
İsyan etti kalbim
Seni düşünüp deli gibi çarpmaktan
Yokluğunda yağan yağmur için
Özür dileyen güneşin ettiği
Hediyedir gökkuşağı
Belirince unutur bütün insanlık
Az önce olan biteni
Bir egeliye âşık oldum ben
Masum bir Egeliye
Gözleri parlıyordu gülerken
Bakarken utanıyordum
Kıpır kıpırdı hep
Gülücükler saçıyor
Şimdi o geçse önümden
Usul usul, utanarak
Gözlerinin içine baksam
Çekingen çekingen, ama hasretle
Kalkıp yanına gitsem
Çıksam karşısına
Koskoca okyanusta yalnız bir gemiydim
Kaptanı çocuk rotası ise hayaller olan
Masmavi Çarpık bir kâğıt gemi
Ufka paralel sürüklenirdim dalgalarla
Sıkışıp kalınca demir atardım
Birleşen iki maviliğin arasında
Nisanda yağan yağmurla buluşmuştu
Yeryüzüyle gökyüzü
Nisanda sarılmıştı güneş buluta
Bulut güneşe
Nisanda yeşeren ağaçla barışmıştı
İnsan ile doğa
Çanakkale geçilmez derler
Şehitler sevdasıyla ölmez derler
Bendeki sevgi
Ne şehit olur ne de gazi
Benim sevgim hep nöbet tutar
Seni severek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!