Ben bu dünyaya yiyip içmeye değil
Gafilane gezipte tozmaya değil
İstirahat etmeye yatmaya değil
Yare bir selam verip gitmeye geldim
Duydum ki gelmişsin
Selamsız diyarlardan selamet diyarına
Lakin onlaramı karıştın bilinmez
Ne bir selam ne merhaba...
Oysa böyle değildin sen
Selam vermeden geçmez
Kapat perdeleri odana ışık girmesin
Yari hayal et nuru yetecek gönül
Bakma ışık saçan güneşe dahi
Yarin sarı saçları yetecek gönül
Gece gündüz ikrar et bunu özüne
Sorulmaz mı ayda yılda bir hatır
Yahut yazılmaz mı mektup bir iki satır
Boğulurken o derin gözlerinin karanlığında
Bir söz etmez mi insan nihavent makamında
Bir garip bülbül öter ücra köşede
Sesi çok kendisi yoktur ne garip
Daim adın sayıklar her bir hece de
Huzuru yok tadı yoktur ne garip
Nur yüzünde görmüşüm ben gülleri gülizarı
Rüyada saçın okşayıp tatmışım aşk şarabı
Ne güzel halk eylemiş rab gözlerini kaşını
İnci mercana değişmem tek bi damla yaşını
Ne zaman seyrine dalsam çırpınır gönül kuşu
Çöllere yağmur yağar Afrika'ya kar
Belkide güneş birgün batıdan doğar
Koparılmış gül olurya yeniden açar
İşte yar beni o gün o gün selamlar
Ilık bir gecenin sabahı olmazsa
Ben sende tattım aşkın zehrini
Buna müptela oldum şaşırma bana
Unutturdu bu hal dünya derdini
Varsın senden gelsin her bela bana
Öyle aramıyor sormuyor diye
Sen beni unuttu gittimi sandın
Hal hatır etmiyor gelmiyor diye
Uçan kuştan seni sormam mı sandın
Susmuş isem dinle bir semaya bak
Senden kalan bir sızı var senin halin nicedir
Gam keder tasa çokça var senin ahvalin nedir
Çokmu gelir versem selam desen aleykümselam
Kör kuyulara düştüm de çıkamadım vesselam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!