Ümit/Siz Yolculuk... Şiiri - Reyhan Tata ...

Aslında...
Bu yolculuğun başlangıcı
Böyle değildi
Amansız...
Bir başkaldırışın ardından
Başlar öne eğildi
.................................................................

' Bir emrin var mı bacanak '
Sağolasın be...
Sendeki yürek yok bende
Bendeki acınacak...
Dört teker, bir direksiyon
Şoför mahali
Kendin pişir, kendin ye
Cinsinden bir pansiyon
Yollar uzar...
Yollar kısalmaz
Yapışır yakana hasret
Bayram seyran tanımaz
Gece salmaz...
Gündüz salmaz...
Ayrılık utanmaz
Sen utanırsın
Ayrılığı kalu beladan tanırsın
...................................................................

'Ben bilirim ' sevdaları
Yar olmamıştır kimselere
Hep gebe kalmıştır
Kimliksiz ' Dese ' lere
Aralanan perdenin ucundan
Seslenir bir çift gözyaşı
' Gelse ' lere...
Bir Sen buraları terk etmedin
Buralar seni terk etti
Gönüller burada...
Giden beden denilen etti
Çekilense gereksiz bir zahmetti
.................................................................

İki saksı içinde iki çiçek
Aha büyüdü, aha büyüyecek
Unutmayınız ki...
Kelebekte bir böcek
Çiçekte, böcekte bir gün ölecek
Kim ağlayıp, kim gülecek
Ne bilem ki...
......................................................

Güven...
Sebeplerin en can alıcısı
Yenilen, yutulan...
Kazıkların, köşelerin, keleklerin
Ardından gelir, dinmeyen sancısı
Açık kapı bırak
Ki...hava alasın
Kapattığın an
Bilesin ki en büyük budalasın
Kaybedilenlerin
Yegane sebebi bu...
Gerçek bu...
Sanmayasın ki tabu
.............................................................

Artık...
Salladığınız beşikler boş
Kimseler uyumuyor
Kulaklar sağır olmuş
Ne çıngırakların çıngırtısı
Ne de ninnilerin iniltisi
Kaba gürültüler arasında
Kaybolmuş duyulmuyor
Herkes oyun havalarına oynuyor
Sizde gelin...
Halayın bir ucundan tutun
Bir nebze olsun mutsuzluğu unutun
..................................................................

Değerler, değerler...
Kaybolunca değerler
Kaybedene değerler
Semerciye vurulur önce
Satacağı eyerler
Görünmez kurtlar, kovuğunu kemirir
Devrilen ağacı için için yerler
......................................................................

Çabalar...
Çabalar hoş, gayeler hoş
Ömrün hesabına vurunca
Yarısı dolu, yarısı boş
Anlayana sivrisinek saz
Anlamayansa hala geziyor sarhoş
Nura talep yok
Karanlıklar birinci...
En son tercihin adı ise loş...
..........................................................................

Kıymet/Sizlik almış...
Sevdaya vurulunca uyuşturucu
Aşka takılınca zevkten susturucu
Bir ucu hayatta, ölümde bir ucu
Korkutucu...korkutucu... çok korkutucu
Sırlar...sırlar...
Çözülemeyen sırlar
Kendini sır zanneden kısırlar
Bilmezler ki bilen biri var
Püskülsüz yaratılmamıştır
Püsküllüdür bütün mısırlar
............................................................................

Zannetmeyin ki
Gidince unutuldu yaşananlar
Yaşayan yine yaşıyor
Yaşamayandır, yaşa yananlar
Yaşananlar değildir
Ümitsiz Vaka
Bir yerlerden bir çıkar yol
Vardır mutlaka
Öyle ya da, böyle de varılır
Varılmak istenir ise Hakka...
.................................................................

Ben sizi hiç özlemedim
Çünki benden gitmediniz
Ama ne yalan söyleyeyim
Bana da hiç gelmediniz
Bir gün...
Dönmek ölüm de olsa dönülecek
Kimbilir, belki de...
Ölmeden önce ölünecek
.....................................................................

' Dediğim dedik, çaldığım düdük ' ler
Arkasından...
Yetmişsekiz model
Bir ford kamyonundan çıkan
Boğuk vede bir o kadar soğuk
Korna sesi...
Islak yanaklara kondurulan
Ayrılık busesi
Hüzünlere boğarken herkesi
Bir sızı düştü içime...kalkamadı
Kimi gözler son kez baktı
Kimileri son kez bakamadı...
.......................................................................

Aslında...
Bu yolculuğun başlangıcı
Böyle değildi
Amansızca...
Bir başkaldırışın ardından
Başlar öne eğildi...
Yürekler yandı, kavruldu
Dualar göğe değdi