Bu akşam,
Her akşam,
Hep akşamdır İlahi! Yaşadığım saatler
Böylece
Karanlığın başköşesinde uyuşup kalmışım
Ümit burcunda lütfunla yaşama uyanınca
İcazet almışım tevekkül deminden
Keşke… yok,
Artık… yok,
Bir daha mı… yok işte.
Cürmüm ne ki Allah’ım isyana meyledeyim
İşte ben ve acziyet aynı saftayız
Bil ki avunmanın vakti geçti sevdiğim
Kendimi savunmaktan vazgeçeli çok oldu
Sabıkam aşka sürgün olmalığımdan
Ben o sürgüne gönüllü mülteciyim
Sevdim
Pişman değilim
Velev ki ayrılık olsa…
Affına sığınarak…
Sana bakir ümitlerin nikâhını tazeledim
Sonra tuttum ellerinden
“Korkma” dedim
“Sen ümitsin”
Sebebe rabıta
Sabra vasıtasın
Gün doğmadan neler doğarsa
Hikmetinden sual edilmezse Rahman’ın
İstikamet yapısı
Vesilenin kapısı sensin
Sözümden isyanı,
Gözümden gurbeti,
Özümden nefreti,
Ayrılığı süpürensin
Şartlara boyun eğmişsem,
Pes etmişsem,
Yenilmişsem
Hızır gibi yetişensin
Güze yazılan gül misali güzel
Ummana koşan dere misali şensin
Kalbime nazır koca bir dağ,
Geç gelen sabahlara bembeyaz çağsın.
Ölülerimin ruhunu okşayan sağsın
Ümitle düşürdüm takvimden yaprakları
Sabırla, tevekkülle…
Gülü düşürmedim dile
Hal ile kapını çaldım.
Halini bile bile
Şimdi ellerini değil gönlünü ver bana gülüm
Ötesi bana ölüm,
Ümide de zulüm gülüm
Beni azâd eyleme
Kayıt Tarihi : 15.1.2007 20:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)