Ümit Dağları
Dedim sana; terk edeceksen beni götürme ümit dağlarına diye.
Karlar yağsın yağabildiği kadar kar çiçekleri kardelenler üzerine.
Çıkmaz sokaklarda karşılaşıyorum ben hep nasıl olsa aşklarla.
Nedendir bilemem, kar beyazı değil de bahtım karadır benim.
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Dedim sana; terkedeceksen beni götürme ümit dağlarına diye.
Karlar yağsın yağabildiği kadar karçiçekleri kardelenler üzerine.
Çıkmaz sokaklarda karşılaşıyorum ben hep nasıl olsa aşklarla.
Nedendir bilemem, kar beyazı değil de bahtım karadır benim.
emeğinize sağlık ustam
Anlamı dizelerden taşmış bir şiir. Yüreğinize sağlık.
Kutluyorum.
Saygıyla...
Ümit dağları
Dedim sana; terkedeceksen beni götürme ümit dağlarına diye.
Karlar yağsın yağabildiği kadar karçiçekleri kardelenler üzerine.
Çıkmaz sokaklarda karşılaşıyorum ben hep nasıl olsa aşklarla.
Nedendir bilemem, kar beyazı değil de bahtım karadır benim.
Söylemiştim sana; sensiz yaşamaktan korkuyorum bu göğün altında.
Bilemezsin, kaybetmek ne kadar güçtür, arayıpta bulamamaktan seni
Takvim yapraklarında aramak geri getirmedi kaçıp giden gençliği.
Aynalara baktığımda kalbim yerine yabancı bir yüzdü gördüğüm.
Düşlerimin sırçasarayını, herşeyi tarumar ettiler alaca kuşlar.
Güzel binicileriyle tülü atları terkilerine bile almadan beni kopup gittiler.
Ellerim böğrümde atsız avratsız, evsiz baksız bomboş kalakaldım.
Ümit dağlarının karlı doruklarında, tipisinde, boranında başıboş öleyazdım.
Ayaklarım, benim olmayan ayaklarım beni bir dost meclisine götürdüler.
Coşkun bir buzuki, konuşan klarnet, inleyen keman, ağlayan kanundan,
Ege türküleri dinledim, karşı kıyıdan dostlarla rembetiko'lar söyledik.
Yol verdim gözyaşlarıma, içimdeki ak güvercinleri bir vefasıza gönderdim.
Karafaki uzo, fava,zeytinyağlı yaprak sarma,enginar dolmasıyla süslü masam.
Allı pullu abartılı boyalı,geçkin tombul bir karşı kıyılı kadın şarkılar söylüyordu;
' Gözümün nuru, caanım efendim.
Ne sesini duydum, ne yüzünü gördüm.
Bana bu yaptıkların revamı?
Kalbimin aşk perisi, serv-i revanım.
Ruhum senin esirin, perişanım.'
Duvarlara yansısın kaçak gölgen akşamlar sarkıyorsa pencerelerden içeri.
Dönüyor başım, tutulsun dilim, gözlerimde canlanıyor yalan sevdanın masalı.
Bir gülüşün yırtmaya yeterdi kasvetli karanlığımı, hafiflerim bir kuş misali.
Özlediğimde sarılmak isterdim, rüyalarından, uykularından uyandırıp seni.
Unutacakmısın söyle; kuğu gibi süzülüp gelişini,çılgınca sevişmelerimizi.
Şımarık bir kız çocuğu gibi bırakıp gidiyorsun beni, şimdi başın göğe erdi mi?
Dinmez Er
Özlemin, hüznün, sevginin yürekten yansıması... Her zaman güzel ve mutlu günlerle dolsun hayatınız...Saygılar...
Çok derinden anlatılmış...
Hâlenur
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta