Çeksen de binlerce çile,
Ümidini kesme sakın.
Allah’tan kolaylık dile,
Ümidini kesme sakın.
Sen sarıl imana, dine,
Fırsatlar geçer eline,
Yoksulluk döner tersine,
Ümidini kesme sakın.
Elinden tut yoksulların,
Yetimlerin ve dulların,
Duasını al kulların,
Ümidini kesme sakın.
Söyleme sakın yalanı,
Düşünme yağma-talanı,
Dünya imtihan alanı,
Ümidini kesme sakın.
Behey isyankâr Sezayi,
Çekmelisin her ezayı,
Hak etsen de bu cezayı,
Ümidini kesme sakın.
(OCAK 2009)
Sezayi TuğlaKayıt Tarihi : 30.10.2012 17:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ÜMİTVAR OLMAK Yaşayan her canlı bir umut peşindedir mutlaka. Dünyanın değişmez prensibi de budur zaten. Öyle olması da gerekir bence. Küçücük böceklerden tutun da, her cins ve boy hayvanatın beklentisi, yaşamı buyunca devam eder. Ya bitkiler? Onlarda gelecekten umutlarını hiçbir zaman kesmezler. Kökleriyle bağlı oldukları ana kucağı niteliğindeki topraktan, ihtiyaç duydukları gıdayı bulmak için, narin kılcal köklerini çok derinlere salarak ilâhî destekli bir radar görünümünde rızıklarının peşine düşerler. Kurtlar, kuşlar, toprak içindeki gözsüz solucanlar ve binlerce yaratık, Rab’lerinin nimetlerinden hiçbir zaman ümitlerini kesmezler. Kıtlık da olsa, dünya da yansa değişen hiçbir şey olmaz. Ama insanoğlu öyle mi ya? Her zaman karamsar, her zaman umutsuz, tüm kâinattaki nimetler kendisine bahşedildiği halde. Gelecek korkusu, yarının tasası devamlı, onda birini bile kullanmadığı beynini, ha bire kemirmekte. Nedir bu dünya telâşesi? Anlamak mümkün değil. “İnsan, hayal ettiği müddetçe yaşar” demiş bir düşünür. Evet, hayal etmeli. “Hep bana, hep bana” demeden hayal etmeli. İnsanın bir sosyal varlık olduğunu unutmadan hayal etmeli. Dünya nimetlerini diğer kardeşleriyle paylaşarak yaşamayı hayal etmeli. Bunları, “ben çalışayım, sen ye” manasına söylemiyorum. Mazluma el uzatmak, düşeni kaldırmak, her gün balık vermektense balık tutmasını öğretmek manasına söylüyorum. Köstek değil, destek olmalı insan diğer kardeşlerine. Hayallerimizi gerçekleştirmede ne kadar başarısız da olsak, ümidimizi hiçbir zaman yitirmemeliyiz. Gerekirse gelecek yıllara odaklamalıyız hayallerimizi. Nasrettin Hoca bir gün, dere-tepe, bağ-bahçe ıslık çalarak, türkü söyleyerek dolaşıyormuş. Hocanın bu halini gören bir yakını sormuş; “hoca, nedir bu neşeli halinin kaynağı? Maşallah keyfin yerinde, anlatta bizde öğrenelim sebebini.” Hoca; “eşeğimi kaybettim de onu arıyorum” der. Adam; “aman hocam, hiç eşek kaybetmiş bir halin yok. İnsan kaybolan eşeğini türkü söyleyerek mi arar? ” Hoca; “valla komşu, tek ümidim şu karşı tepenin arkası kaldı. Orada da bulamazsam bizim karakaçanı, seyreyle o zaman bendeki feryad-ı figanı.” Ben inanıyorum ki, hoca umut beslediği o tepenin arkasında da eşeğini bulamasa yine ümidini kesmez, bir başka dağın arkasına ümit bağlardı.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!