İçime sığmayan, benliğimden taşan sevgin var yüreğimde. Uzakta olsanda anılarla avunduğum, heran beynimde koşuşturup duran anılarla varolduğum o yüce sevgin var. Üzerinden dalgalanmalar geçsede, bazı zamanlar bastırıldığı sanılsada gerçek ve ölümsüz sevgin var taa... içimde. Kendimi ölüme yakın hissettiğimde, boşluğun tam ortasına düştüğümde, yediğim darbelerden kalkamaz hale geldiğimde, karanlıklarda yaşadığımda, bir kalem ve bir kağıtla ağladığımda, bana güç ve destek veren sevgin var yanımda.
En uzaktayken de en yakındayken de kavuruyor içimi sevgin.. Hiç bir zaman sakinleşmeyen aksine, aksine gittikçe büyüyen fırtınasın zihnimde, duygularımda, hayatımda.Sen gerçek aşkım, gerçek büyümsün benim.
Ben artık ben değilim.Tamamen seni yaşıyorum. Dışardan güçlü ve berrak gözüksemde aslında karmakarışık, bulanık ve sevginle zayıf düşmüş haldeyim. Sen varsın her yerde. Sürekli anılar var zihnimin içinde, gözlerim ise değil kapalıyken, açıkken bile o can alıcı bakışlarını görüyor. Dünyamda tek sen varsın tek başına....
Sonra birden 'hayır'lar 'olamaz'lar, 'olmamalı'lar geliyor aklıma, pürüzler hatalar, engeller geliyor önüme. Bütün bunlar yaralıyor. Neden sevgini dizginlemedin diyor. Ama tüm bunlara rağmen seviyorum diyorum, tüm zorluklar, tüm sıkıntılar, tüm sorunlara rağmen benim olmanı, ölene dek seni yaşamayı istiyorum seninle birlikte! ! ! . Bütün karşı çıkan sebeblere rağmen hissettiklerim değişmiyor. Bana en büyük mutluluk ve huzuru veren erkeğimsin, sevgilimsin. Hayatta hiçbir zaman olmadığı kadar azimliyim. Sana layık olabilmek, hakettiğine ulaşmana yardımcı olmak amacıyla; hayatta seni istediğim için ilk kez bu kadar hırslı, ilk kez bu kadar kararlıyım dönmemecesine. ilk kez düzen kurmayı planlıyorum kendimce hayata dair. Mutluluğa dair. Mutlu olup mutlu etmeğe dair.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...