Umarsız Tavrını Yakıştırabildin mi Kendi ...

Sitem;

Hiç düşündün mü beni gittiğin günden beri,
hiç aklına geldim mi ki?
Düşündün mü ki kuytu ağaçların altında,
başını omzuma koyduğunda akıttığın göz yaşlarını?


Merak edip arkana baktın mı, gördün mü sana bakışlarımı, göz bebeklerimde titreyen dudaklarını gördün mü aynanda?

Her gündoğumunda, günaydın deyişlerin geldi mi ki aklına, vedalaşırken titreyen avuçların hala sıcak mı şimdi, hissetin mi?
Gözlerindeki hüzün nefrete mi dönüştü, görüyor musun,
buğulanarak gözlerin, can, canım deyişlerin düğümlendi mi boğazına?
Bir sabah, boş yatağında uyandığında,
sensizliğim hiç aklına geldi mi, üzüldün mü?
Vedasız gidişinin, sinsice kayboluşunun, acısını duydun mu yüreğinde, utancını yaşadın mı?
Umarsız tavrını yakıştırabildin mi kendine, yakıştırdın mı sevgine, seviyorum dediklerine?

Sensizliğim ölümüm olur, ölürüm dediklerin,
kokundan uzaklığım yalnızlığım olur deyişlerinden utandın mı?
Yaşayabiliyor musun şimdi bensiz,
sensiz bir hiçim ben, ben bir hiçim derken?

Yine kahve içiyor musun, falına da bakıyor musun, ayrılığı görüyor musun kara koyu fincanında?
Duyarsız tavrını mı takındın yıldızlara bakarken,
yıldızımız dediğin,işaret ettiğin,duruyor mu yerinde?

Gidişim olmaz, ölümüm olur derken,
yatırma gayretin ne beni oraya, o musalla taşına?
ölümü görüyor musun, tek başına iken,
yalnızlığın resmi mi asıldı duvarına?

Bir parça ekmeği paylaşırken peyniriyle beraber ikiye, neden yudumluyorsun şimdi haram lokmaları?
Sana hiç gülleri ikiye bölüp verdim mi hep koyu kırmızılarını seçmedim mi senin için?

Boş ver; biliyor musun her musalla taşında bir kişi yatar; senin için de bir tane vardır bir yerlerde:
Yalnız gidişin, bu kadar umarsız olmayacak biliyor musun!

İzmir-Çandarlı