'o kendini biliyora ithaf '
Gülümsemesinde gül memesi emzirtir hayat
Bir kadın, kadın olmuşsa erkek aşka bayattır
mecbur olmuş akışın ,haydut mavzerinde
hiçbir yerde fotoğrafı olmayan güzelin güzündeyim
kederleri kaderin kendirinde asılı aslı’nın en ferhad’iyim
hiç kimse bilemez hiç kimsesizliğimi
gitmenin bereketi yaramın kabuklarında birikmiş
asırların hüznünü taşıyorum yar cebimde
kalbim delik güzel tutmuyor gayrı
aşk toprağına işlenmiş huzurun fidesindedir yaşamak
ben çölün çürü,ruhumda yeşermez senden başka güzel filizler
yaşanıp unutulmuş sevgilerin Sümer yazmanıyım
bekleme duvarlarına asılı sevinçleri yazıyorum
öncesizliğim hiç okunmuyor
sonra_sız_ ı lığımda hep gülümseyen meyveli güller var
reçeliyle tadıma şirin bir kalışın harfi olarak ekliyor yalnızlığın alfabesi
Bu anlatımsızların toprakları altında künyem kinlerine hecelenir
Bütün güzel şeylerin şerhinden şehrine kitap oluyor ölümsüz kalışım
Öylesine gidişlerin çocukluğundayım
Büyümemiş özlemlerin oyuncaklarıyla aşk oynuyorum
Sonsuzluğu ve onsuzluğu anlayan bir çocuk gibi
Aşka çok büyümüş gidişine o kadar bebek
Ağlıyor mısra mısra, türkü türkü,ağıt ağıt
ben kırıldım çok sesli bekleyişlerin abasında
anlamlarında arayışlarımın bam teli susmaz oldu
örselenmiş yarama yabani taşlar attın
ve her daim kanadım mazine,hazinesi sen olan hayata
kendim gibiydi tüm yaşayamadıklarım susamış ab-hayat
yerçekimsiz bir özleyişin atlasında seni buldum seni
kaldım göz pınarında akıp gidiyorum zülal geleceğimle
Kayıt Tarihi : 12.1.2010 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!