Küreselleşen emperyalizm halkları ve emekçileri sömürüsü altında tutabilmek için yeni kavramlar yeni olgular üretmeye çalışır.Buda yeryüzünde kokuşan karakterini gizlemek için başvurduğu bir yöntemdir. Küreselleşen emperyalizm halkları ve emekçileri sömürüsü altında tutabilmek için yeni kavramlar yeni olgular üretmeye çalışır.
Buda yeryüzünde kokuşan karakterini gizlemek için başvurduğu bir yöntemdir. Çünkü küreselleşen emperyalizm için sömürü esastır,sömürdüğü değil.Nerde hangi şartlarda ve hangi sömüdüğü kütlede değil.Sömürüsü altına aldığı kütle Arap,kürt, türk,acem olmuş veya Müslüman,Hırıstiyan,Budist olmuş fark etmez. Yada sömüren hangi dinden veya etnik kökenden olmuş sömürülen içinde fark etmiyor.
Ulusal bazda bir başkaldırı söz konusuysa bunun gerçekten emperyalizme darbe vurup vurmadığına bakmak gerekir. Aksi ise sömürenlerin ekmeğine yağ sürmekten ileriye gitmez. Bugün ABD Irak’ı işgal ederken demokrasi ve modernleşmeyi bahane etmiştir. Halbuki Sudi Arabistan yılardır adeta ABD’nin arka bahçesi konumundadır. Sormak lazım acaba burada demokrasinin veya modernleşmenin önünü açmıyor da aksine onların dünyadan bihaber olması için feodal rejimleri alabildiğine desteklemiyormu. Çünkü emperyalizm için esas olan sömürüdür. Onun için rejim, din,dil ırk fark etmiyor. Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkını savunmak ulusların birbirinden ayrılmasını istemek demek değildir. Nasıl ki kadınlara boşanma hakkı vermek, bütün kadınların kocalarından ayrılmasını istemek anlamına gelmiyorsa, Ulusların ayrılma ve ayrı devlet kurma hakkını savunmak da ulusların ille de ayrı devlet kurmaları gerektiğini söylemek değildir. Bunu bir hak olarak kabul etmek ve o ulus ayrılmak istiyorsa bunu kabul etmek demektir. Emekçi sömürülen sınıf açısından birlik ve birlikte sömürüye karşı savaşım temel alınmalıdır. Yani bölünmeden yana değil birlike mücadeleden yana tavır alınmalıdır. Fidel Castro’nun şu sözü küresel sömürü düzeninin enik kökeni nasıl kullandığını gayet güzel açıklıyor. 'Umarım Kürt hareketi, Yankee'nin petrol bekçiliğine soyunmaz' diye. Bunu söylediği tarih 1994'dür ve söylediği kişi de Esenyurt belediye başkanı Gürbüz Çapan ve heyetidir. Bu gün gelinen noktada kuzey ırakta etnik kökene dayalı olarak gelişen olgu adeta ABD’ nin bekçiliği konumundadır.
Yeni dünya düzeni meselesini ise günümüzde yaşayarak görüyoruz. Kısaca değinmekte fayda var sanırım. ABD’nin ‘’yeni dünya düzeni ‘’ halkların kendi kendini yönetmesi diye lanse edilir.Halbuki gerçek bunun tam tersidir.Eski tip emperyalizm popülerliğini kaybettiği için yeni kılıflara ihtiyaç duymuştur. Kedine bağımlı ve sömürüsü altında olan ülkelere İMF, DÜNYA BANKASI VE BM aracılığıyla yürütmeye başlamıştır bu politikasını. Ülkeleri borç krizine sokarak orada kedine bağımlı yönetimler oluşturmaktır. Bu borç krizine giren ülkeler ister istemez emperyalizmin dayatmalarına boyun eğecektir. Dolaysıylada ABD’nin dayatmalarına boyun eğmiş olacaktır. Örneğin İMF’den bir borç veya kredi istendiğinde ABD onaylamadığı sürece alma imkanı yoktur. Çünkü gerekli veto oyu 15 tir ABD’nin ise 17 oy hakkıyla veto etme yetkisi vardır. Onun için borç sarmalında olan Türkiye vb. ülkeler mecburen ABD güdümünde politikalar yapmak ve ona göre siyaset yapmak zorundalar. Eskisi gibi doğrudan kontrol etme yöntemini emperyalizm rafa kaldırmıştır. Yapısal reformlar adıyla İMF yeni dünya düzenine uygun olarak bunu başarıyla yapmaktadır.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Gerçekler yazilir,çizilir edep ile,okunmaz
serseriye biat etmeyen nerdeyse,kalmaz
gibleri su içerken,islik çalmaktan bikmaz
ne anlatirsin demez,sormaz seydi'ye,yobaz
yalan a$k'lari,sahte dostluklari anlat,bikmaz
ar ate$'tir yanmaz,edep onurdur tanimaz,yobaz
gericiye anlatsana kaf dagi'ni,devesi'ni,piresi'ni ali
ari barsi'dir yalanci alçaklar,ving'in da geçilmez ali
Bahtiyarim derki;
soyler yazar gerçegi deha,yobaz asla adam,olamaz
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta