Ulu Tanrıya Mektup Şiiri - Gazi Küçükgiller

Ulu Tanrım, sana Türkiye'den haberlerim var,
Ecevit'i Başbakan yaptık, endişelerim var,
Ecevit, o eski Ecevit değil, artık bir ihtiyar,
Oldum olasiya kibar, üstelik hep lütufkâr,

Tertemiz, dirayetli, insaniyetli ve kibirsizdir,
Tarlası, Emlakı yok, bunlara karşı ilgisizdir,
Bu millet ise kadirşinas, üstelik ahde vefalı,
DSP'yı birinci parti yaptı, ancak yedi zılgıtı.

Demirel'le çok inatlaştı, hırçınlaştı tabiatiyle,
Türkiye gerçeklerini göremedi at gözlüğüyle,
Literatürde buna kısır döngülü siyaset denir,
Vefalı olmasa millet, bu kazıklar nasıl yenir.

Öztürkçe konuşması da kimseyi tatmin etmiyor,
O'na Karaoğlan denilen geçmişle, işler bitmiyor,
O'nu orada tutan Vatan-Millet-Sakarya değil,
Liderlik saltanatıdır, hele Kabinesi hiç değil,

Tepedeki dedi, pisliğin üzerindesin Başbakan,
Yememen önemli değil, yedirmemendir gereken,
Elindekinden olursun, yeniyi aramaya giderken,
Namusluluk neye yarar? Fareler herşeyi yerken.

Bu ikaz ve ihtara, sinirlendi, arttı tik'leri,
Ekonomiyi alt üst etti, Televizyonda dedikleri,
Düzenimiz zayiftı, hemen bozuldu tüm ayarlar,
Böyle Başbakan'lık olmaz, adamı tefe koyarlar.

Ecevitin şikayetine dayanamadı, patladı döviz,
Tepe- taklak oldu piyasa, varsa-yoksa neyimiz,
Birikimlerimiz battı, Enflasyon azdı, çıldırdı faiz,
O kadar çok insan öldü ki, yetişemedi garip vaiz.

Yıllarca Demirel-Ecevit-Özal'la yönetildi ülke,
Sanki Sultan gönderilmişler bunlar, bu mülke,
Reva gördüler, fakirliği, sürünmeyi Türk'e,
Onun için, Millet halen mindettardır Atatürk'e.

Alın yazısı gibi bunları, biz her seçimde seçtik,
Bunun adına da nedense, topal Demokrasi dedik,
Meclisteki kavgalarına güldü bütün kediler,
Açıkcası; hem birbirini hemde bizi yediler.

Allahım hikmetin derya, kendin ise Rab'sın,
Bunlara mecbur muyuz? Neden böyle yaptın?
Yarattığın has kullarını, kendi ellerinle yaktın,
Haşa ne ettin? neden bunları başımız çıkardın?

Sadettin Tantan, layikiyle görevini tek yapandı,
Lider sultasına karşı gelebilen biricik Bakan'dı,
Enerji Bakanlığını gördü, Operasyonun birinde,
Bakan Ersümer'e dokundu, götürdü sonunda.

Enerji yolsuzluğu geldi dayandı Bakan Ersümer'e
Mesut Yılmaz imdada yetişti, geçti dümene,
Veryansın etti, namuslu insan Bakan Tantan'a,
Ama Yılmaz'da kurtaramadı, Ersümer gitti yabana.

Mesut Yılmaz örtemedi bu pisliği, bu lekeyi,
Savcılarla, muhakiklerle tartıştı fezlekeyi,
Hedefe koydu Adaleti, eleştirdi Jandarmayı,
Tantan hazmedemedi, tercih etti ayrılmayı.

Ecevit döneminde, Maraşta katledildi çok Alevi,
Halen Cumhuriyet Hükümetler veremiyor hesabı,
Oysa bu partide Aleviler ekseriyette idiler,
Bunu için, kimi zaman alevi partisi dediler.

Bir dönem, İnönü Yardımcı, Demirel Başbakan'dı,
Madımak otelinde yananların feryadı arşa dayandı,
Kanlı Sivas'ta yananların hepisi de Alevi canlardı.
Neticenin böyle kötü biteceğini, körler bile anlardı.

İnönü Sosyal Demokrat Halkçı parti Başkanı
Onun döneminde aktı masum 37 insan kanı,
Softalar ve yobazlar, din uğruna canlar yaktı,
Demirel ve İnönü, olaylara Ankara'dan baktı.

Baykal'a miras kaldıi Halk Partisi, Halkevi,
Bu dönemde İstanbul İl Başkanı oldu bir Alevi,
Baykal onu değiştirdi,bir süni başkan atadı,
Bu Başkanımız hem Türk, hemde Süni'dir dedi.

Bu tutum, Alevi düşmanlığını son derece azdırdı,
Deniz Baykal'ın nankörlüğü, Alevileri kızdırdı,
Bu yüzden yurt barajını aşamadı, Baykal gitti.
İlk defa Meclise giremeyip, dışardan seyretti.

Yarab,Hal mesele böyle iken, işte tam da böyledir.
Aslında bunların hepsi nihan değil, sana ayandır,
Esasen bunun önlemi de, tedbiri de Sendedir,
Gazi kulun her dem duacıdır ve Sana Bendedir.

(Güzelbahçe - 3l Temmuz 2001)