Garip garip gece vakti ağladın
Kement atıp kollarımı bağladın
Ateş attın ciğerimi bağladın
Seher vakti nedir derdin ulu kuş?
Şikayet mi eden yoksa halinden?
Ayıran mı oldu gonca gülünden?
Selam mı getirdin nazlı yarimden?
Yaramın başını açtın ulu kuş.
Her gün gelin hanemize vaktiylen
Öte öte uyandırın zikrinen
Derin derin düşündürün fikrinen
Beni bir müşkülde koydun ulu kuş.
Sürenler mi oldu yoksa izini?
Ağlayarak anlatıyorsun sızını
Yuvandan mı aldırdın yoksa kuzunu?
Dert ile yoğrulup doldun ulu kuş.
Şu yalan dünyanın sonu boş imiş
Pervaz vurup bakışların hoş imiş
Derya deniz geçmek büyük iş imiş
Yoruldun yollarda geldin ulu kuş.
Nur-u Muhammet’ten tutsam elimi
Varıp arz eylesem aciz halimi
Tanır mısın Abdulkadir pîrimi?
Bağdad-ı gurbetten geldin ulu kuş.
Kaldırsam perdeyi görsem yüzünü
Pîr’e biat edip bağla özünü
Kadir Mevlam ağlatmasın gözünü
Ağlayı ağlayı soldun ulu kuş.
Sebilî çağlayıp gize bulandın
Şu yalan dünyada boşa dolandın
Kırık mı kanadın yolda eğlendin?
Ölmeden dünyada öldün ulu kuş.
Kayıt Tarihi : 16.12.2016 20:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!