Tarihin bağrında yüce bir çınar
Şanı büyük, başı ulu Bayburt'um
Hakkın armağanı bu kutlu diyar
Daha yoktur eşi, ulu Bayburt'um
Korkut Ata, Bamsı Beyrek, Duduzar...
Medeniyet kökü, kaleden uzar
Ozanlar uğruna destanlar yazar
Adı güzel, taşı ulu Bayburt'um
Dağların heybetle oturmuş yere
Ayrılık içimde derin bir yara
Gurbetin tasviri olsa da kara
Yüreğimde huşû, ulu Bayburt'um
Kayaları döve döve çağlayan
Gönülleri birbirine bağlayan
Havzasına âb-ı hayat sağlayan
Çoruh bize neşe, ulu Bayburt'um
Dedemin tarlada verdiği emek
Nenemin tandıra vurduğu ekmek
Anamın siniye koyduğu yemek
Helal nimet aşı, ulu Bayburt'um
Haberi yok kimselerin yaşından
Allah bilir neler geçti başından
Dinlemeli toprağından, taşından
Kadim diyar, yaşı ulu Bayburt'um
Allah'ım! Şehrimin çektiği çile...
Zihnî varıp gördü, getirdi dile
Hicranî, Celalî, İrşadî ile
Ebediyen yaşa, ulu Bayburt'um
Kayıt Tarihi : 1.6.2022 15:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bayburt, Türk dünyasının bir mercan içinde saklı kalmış incisidir. Tarihin tanıklık edemediği, görklü bir geçmişi vardır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!