Bu ülkenin ki özellikle bizim gibi eşek kadar yürek sahibi ve de duyguyu kendine yük edinen insanlara zulmü çok fazla. Yaşam derdi, iş derdi yıllardır gerim gerim gerdi bizi ya, ne yapalım ki önümüzdeki realite... Yaşanacak güzel günler var deyip yarını aralamak düşüyor bize ve de inadına bir kavganın neferi olmak, inadına savaşmak. Çünkü yüreklerimiz bizi aşmakta ve küçükten büyüğe karşımıza çıkana dolaşmakta. Onun içindir ki ben kendimce hiç olmazsa bir başkası diyerek; düzeltilecek ne varsa insanlık adına, yettiğimce tatlı telaşlı bir kavgadayım. Herkese tavsiye edeceğim gibi ben; zorluklarımı daha zorlarını yaşayanları düşünerek kolaylarım, yani 'tecavüz kaçınılmazsa sırtüstü yatar, keyfime bakarım'. Çok mu doğru denirse; değil ama benim buna ihtiyacım var, beni sevenlerin buna ihtiyacı var, yürek verdiklerimin ihtiyacı var, yani bu; kurşun yiyip yere düşmemektir nazarımca, acı yüzüm sermemektir sofraya. Belki de hiçkimsenin umurunda değildir ama ben umurundalar diye düşünüyorum güç veriyor. Sende insan olarak gücünü bulacağın bir kaynak seç kendine, ayakta duruşun en azından benim umurumda. Bu konuda her türlü destek, benden ve yüreğimden yana yanında...
Uzunca olacağa benzese de ben gibi seni birazda olsa tanımışlığım var diye düşünüp yazıyorum samimice, içimden geldiğince.
O kadar anlar ve birlim ki seni, halkımın özeli, seni kendim gibi… Ben de azınlıkta ki çoğumuz gibi sevecen, anlayan bir aileden geliyorum ve bu senin gibi beni de evcimen yapmış. Bundan dolayı da kendimi artı ve mutlu hissediyorum. Biliyorum ki her zaman ailem en yakın, en vazgeçilmez dostum olmuştur, yani elde var bir. Bu sağlam temelle başka dostluklar belki daha güzel yakalanıyor. (tabi aradığın kültür ve işlenmişlikte birilerini bulabilirsen)
Bana gelelim mi?
Çok çok çok duygusalım her şeyden önce, bütünün içinde yalnız geçer günlerim ama ben inadına sevenim. Çok rahat dokunurum insanlara çünkü kendi yüreğimden eminim. Konuşmayı (hele şiir gibi) şehvetle severim, dolayısıyla çoktur dostlarım ama daha çok yalnızdır kederim… Bir sofranın başında türkü söylerim, öbür sofra katılsın isterim, dinleten becerirse dinlemeyi de severek isterim, hep anlayan olmaya kurulmuştur dünyam, içimden anlaşılmayı beklerim… Sinirliliklerim olmuştur, en çok anamdır çekenim ve de sevenim, öyle coşkuludur ki yüreğim mecburen hep elimdedir gemim… Kalıpları hiç sevmedim ama hep kalıplara bağlı bedenim…
Alıp başımı gidemedim oysa hep istedim; her yeni bir can bin yeni heyecan ve de bu heyecana hasret yüreğim: Cinselliği severim ama dostluklarda cinsiyetsiz bedenim, sevişmeyi severim ama sevgilerde sonsuz soluk yüreğim, bir eski çağ olsaydı her hal ben ateşe tapardım, birde önümde rakım sonra bir kibrit çakarım;
'Bir hayale yahut bir düşe benzer
bir buluta yahut bir kuşa benzer
sılaya doğru bir deniz çizer
halka halka bu sigara dumanı'…
Kayıt Tarihi : 21.7.2006 21:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Birzamanlar dost sohbetinin akışıyla yazdığım bu yazı, şimdi tekrar okuyunca paylaşılmalı diye düşündüm; tabi ki anlayışlı ve şair yüreklerinize güvenerek...
Kutluyorum.
senin yazılarını ya da şiirlerinden birini eğer ben ses vermezsem ölürüm :)) artvin yaylalarının güzel yürekli insanı , yüreğini açmışsın bir nebze seni bilmeyene, ama sadece buzdağının küçücük bir parçası, can dostum yaylalar kadar ferah yüreğini aç, aç insanlara ki öğrenecek ne çok şey olduğunu görsünler.
sonsuz sevgim ile
TÜM YORUMLAR (2)