Ülke (warsan shire) Şiiri - İsmail Aksoy

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Ülke (warsan shire)

ÜLKE

Ülke eğer bir köpekbalığı ağzı değilse
terk etmez ülkesini hiç kimse.
Koşarsın sınıra ulaşmak için, sadece
bütün şehrin sınıra koştuğunu gördüğünde.

Komşuların senden hızlı koşmakta,
gırtlaklarındaki nefes lekelenmiş kanla.
Birlikte okula gittiğin o oğlan var ya,
hani o eski kalay fabrikası arkasında
öpüşüyle döndürmüştü başını,
boyundan büyük bir tüfek taşıyor şimdi.
Ülken sana kalman için izin vermediğinde,
işte o zaman terk edersin ülkeni sadece.

Ülke kovalamadığı müddetçe,
terk etmez ülkesini hiç kimse.
Ateş vardır ayaklar altında
ve sıcak kan karnında;
yapmayı düşündüğün bir şey değildir bu,
ta ki dumanı tüten o süngü tehdit edene kadar enseni
ve o zaman bile taşıyıp durmuştun hatta
milli marşı nefesinin altında
bir havaalanı tuvaletinde pasaportunu parçalara ayırırken;
ve her bir ağız dolusu kağıdı hıçkırarak yutarken
artık geriye dönemeyeceğini apaçık anlarsın.

Anlamak zorundasın:
karadan daha güvenli olmadığı müddetçe,
çocuklarını bir bota bindirmez hiç kimse.
Avuç içlerini trenlerin altında
vagonların altında
yakmaz hiç kimse.
Gazete yiyerek günler ve geceler geçirmez hiç kimse
bir kamyonun karnında, kat edilen kilometreler
yolculuktan daha fazla anlam taşımadığı müddetçe.
Hiç kimse parmaklıkların altından sürünmek istemez;
hiç kimse dövülmek istemez;
kendisine acınmasını kimse istemez.

Hiç kimse mülteci kamplarını tercih etmez
veya beden acı içinde kıvranırken
üstünün çırılçıplak aranılmasını kimse istemez;
veya istemez hapsedilmeyi hiç kimse,
fakat yanan bir şehre oranla
daha güvenlidir bir hapishane.
Ve gecede hapishanedeki bir gardiyan
daha iyidir babana benzeyen
bir kamyon dolusu erkekten.
Hiç kimse kabul edemez bunu.
Hiç kimsenin midesi kaldırmaz bunu.
Hiç kimsenin derisi o kadar kalın değil.

Bütün o söylemler:
siyahlar, mülteciler
ülkenize gidin;
pis göçmenler;
sığınmacılar
ülkemizin iliğini emiyorlar;
ellerini açmış zenciler;
garip kokuyorlar;
vahşiler;
kendi ülkelerini mahvettiler ve şimdi istiyorlar ki
bizim ülkemizi mahvetsinler.
Nasıl oluyor da sırtında döneniyorken
o sözcükler, o kirli bakışlar
katlanılıyor bunlara?
Belki bunun nedeni bir tokadın daha yumuşak olmasıdır
kopan bir kola veya bir bacağa oranla.

Veya o sözcükler daha yumuşaktır
bacaklarının arasındaki
on dört erkeğe oranla;
veya hakaretleri yutmak
daha kolaydır
harabeye dönmeye oranla…
kemiklerinin kırılmasına oranla…
çocuğunun bedeninin parçalara ayrılmasına oranla…
Ülkeme dönmek istiyorum;
fakat ülkem bir köpekbalığının ağzıdır.
Ülkem bir tüfeğin namlusudur.
Ve ülke denize kadar kovalamadığı müddetçe
terk etmek istemez ülkesini hiç kimse.
Şunları demedikçe sana ülken: Adımlarını hızlandır;
elbiselerini ardında bırak;
çöllerde sürün dur;
bata çıka git okyanuslardan;
boğul;
kurtul;
aç kal;
dilen;
gururunu unut;
hayatta kalman daha önemli.

Hiç kimse terk etmez ülkesini ta ki ülke yorgun sesiyle
Şunları diyene dek sana:
Terk et beni.
Kaç benden şimdi.
Ne hale geldiğimi bilmiyorum şimdi.
Fakat biliyorum ki herhangi bir yer
benden daha güvenlidir.

Warsan Shire (d.1988)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 20.1.2022 00:26:00
Hikayesi:


HOME no one leaves home unless home is the mouth of a shark you only run for the border when you see the whole city running as well your neighbors running faster than you breath bloody in their throats the boy you went to school with who kissed you dizzy behind the old tin factory is holding a gun bigger than his body you only leave home when home won’t let you stay. no one leaves home unless home chases you fire under feet hot blood in your belly it’s not something you ever thought of doing until the blade burnt threats into your neck and even then you carried the anthem under your breath only tearing up your passport in an airport toilet sobbing as each mouthful of paper made it clear that you wouldn’t be going back. you have to understand, that no one puts their children in a boat unless the water is safer than the land no one burns their palms under trains beneath carriages no one spends days and nights in the stomach of a truck feeding on newspaper unless the miles travelled means something more than journey. no one crawls under fences no one wants to be beaten pitied no one chooses refugee camps or strip searches where your body is left aching or prison, because prison is safer than a city of fire and one prison guard in the night is better than a truckload of men who look like your father no one could take it no one could stomach it no one skin would be tough enough the go home blacks refugees dirty immigrants asylum seekers sucking our country dry niggers with their hands out they smell strange savage messed up their country and now they want to mess ours up how do the words the dirty looks roll off your backs maybe because the blow is softer than a limb torn off or the words are more tender than fourteen men between your legs or the insults are easier to swallow than rubble than bone than your child body in pieces. i want to go home, but home is the mouth of a shark home is the barrel of the gun and no one would leave home unless home chased you to the shore unless home told you to quicken your legs leave your clothes behind crawl through the desert wade through the oceans drown save be hunger beg forget pride your survival is more important no one leaves home until home is a sweaty voice in your ear saying- leave, run away from me now i dont know what i’ve become but i know that anywhere is safer than here

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy