Ülke Şiiri - Cemal Süreya

Cemal Süreya
151

ŞİİR


2019

TAKİPÇİ

Ülke

Saat Çini vurdu birden: pirinççç
Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan
Kasketimi eğip üstüne acılarımın
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin
Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi.
Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman
Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa

Yalnız aşkı vardır aşkı olanın
Ve kaybetmek daha güç bulamamaktan
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Kardeşim olan gözlerini unutamadım
Çocuğum olan alnını sevgilim olan ağzını
Dostum olan ellerini unutamadım
Karım olan karnını ve önlerini
Orospum olan yanlarını ve arkalarını
İşte bütün bunlarını bunlarını bunlar
..........
..........

Cemal Süreya
Kayıt Tarihi : 28.3.2001 01:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    muhteşem bir şiir! Hele ki bu günlerde tekrar okumak lazım!

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra

    Yeni şafaktan Dücane Cündioğlu nun bugünkü yazısından bir bölümü paylaşmak istiyorum,

    Evlerimizde kullandığımız eşya adlarını biraz hatırlamaya çalışalım mı?

    Tek tek meubles adları... ama önce entré, sonra salon... Karşımızda portemanteau... biraz ilerlesek belki bir canapé... belki bir bergère... muhtemelen bir console... bir comodine... bir étagère... belki de bir chiffonière... ama muhakkak bir garderobe... bir toilette... masası da yanında... hatta ışıktan koruması gerekirken ışık vermeye başlamış bir abat-jour... anlamı değişmiş bir aspirateur... arabayı garage'a çekmeli, ampoule'leri yakmalı, vase'ya çiçek koymalı, belki de balcon'a çıkıp antenne'i düzeltmeli, salon'da radio'yu açmalı, bu sırada da bagno'ya gidip bir douche almalı.

    Bu sözcüklerin birkaçı İtalyanca, ama çoğunluğu Fransızca...

    İşte biz, işte ev eşyalarımız!


    * * *
    Bilincimizin mekânı ve eşyayı biçimlendirme sorununun kökleri çok derinlerde.

    Adlandırma sorunu da buradan kaynaklanıyor.

    Lâtife kabilinden iki örnek daha vereyim:

    1) 'Yüz Numara'

    Eskiden Arapça'dan alınma kenef veya helâ sözcükleri kullanılırdı, terkedildi. Bu sözcüklerin yerini 'tuvalet' aldı, şimdi o da ayıp, artık 'lavabo'ya gidiliyor.

    Peki niçin 'yüz numara' denmiş, üstelik '00' ile gösterilirken?

    00'ın Fransızcası: 'sans numéro' (numarasız).

    Bizim bilmişlerimiz, telâffuzundan hareketle terkibi 'cent numéro' (yüz numara) okumuşlar. Hepsi bu!

    2) 'Su basmanı'

    Türkçe bir terkib zannedilir. Su malum, basman da basmak'tan geldiğine göre sorun yok. Hâl böyleyken, bu inşaat teriminin eski binaların suyun erişemeyeceği yükselti kısmına atfen kullanılmasında ne mahzur olabilir?

    Hiçbir mahzur yok, ama ne yapalım ki ibarenin aslı Fransızca: 'sous bassement' (alt zemin).


    * * *
    Ne gülüyorsun dostum, anlattığım senin hikâyen!

    Cevap Yaz
  • Salim Genç
    Salim Genç

    ortalık kızışmışdı; ben labiretin dördüncü katından inip şövalyeleri seyrettim. yanımda ne şarabım vardı, nede rakım deşecek biraz aklım, birde tuşlara dokunabileceğim on parmağımdan biri.. diğer parmaklarım alınganlık gösterirmi bilmiyorum.. ama gözünüze batırabileceğim en konsantre parmağım bu.. şimdi bir müşteri geldi. bir şeyler istedi verdim gitti.. anlıyacağınız kaktüslerin üstünden sunuyorum lakırtılarımı
    uzatmayalım kurnaz tilki laflar savurup bulandırmakta usta.. şair ölmüş susta.. uyansa kabrinden kalkıp verecek ağzının payınıda; ne yapalım'ki ölüler tokat atmaz. bizde vekaleti alıp üzerimize çişeliyoruz. öyle denmezmiş. bir kadının anlı çocuğu olmaz,bir kadının elleri dost arkadaş sanılmaz ,cinselliğin tüm şeytansı fantazileri dolanırda yiğitlerin boynunda; erkekliğe sığmaz bunu söylemek. öyleyise içinizin yalan rüzgarlarını dinleyinde adam desinler size. uzatmayalım neticede şiir yazılanlar ağzına gelenide söyler ,bilmem neyine gelenide..siz çözemediğiniz ilmikleri atıyorsunuz kuyuya sonrada konuşuyorsunuz meydanı boş bulup.zatı ahalileri karıştırsınlar antolojileri atmasyon şiir tarzı varmı yokmu şiir akımlarının binlercesi baş tacımızdır öyle olmassa sizin şiir dağarcığınız olurmuydu? olmazdı.. olmazdı vallahi olmazdı. siz bu insanların gölgesinde cirit atan şairciklersiniz. bunu bilin ve ona göre yazın yorumlarınızı..uslubum içinde özür diliyorum herkesten.. saygılar..

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra

    Nsi/Nadir Sayin: Artık bu köşenin tekrar otmatik düğmeye basılı şekilde, aynı şiirleri tekrar tekrar aynı güzergah üzerinde seyretmesi yoluna sokulmasını baz alarak, terk etttiğiniz bu köşe hakikaten terk edilmeyi hak ediyor.
    Solcu sağcı yağcı her ne olursa olsun şairlerin gerçekten güzel şiirlerini seçip buraya asmak çok mu zor.?Şairler hayatta olsa hayatta olanlarada sorulsa seçilen şiirlerini değil
    en beğendikleri şiirleri tavsiye ederlerdi sanıyorum.
    Doğruya doğru bu konuda çok haklısınız.Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin

    Ama tabii siz diyelim ki Bursalısınız..Bursalı kalıp..Tropzonluya saygı duyuyorsanız..Lazsanız..Romanları da aynen sizin gibi insan görüyorsanız..Kürtseniz..Gürcünün gürcü olmasını değil.. onun olurya vatan anlayışını kabul etmiyorsanız ..Olurya sanat sanat için diyorda..sanat insan içindir diyenlerin de şiirini içinize sindiriyor ve nihayetinde onun da bir sanat eseri olduğunu kabul ediyorsanız ya da öbür türlü..Ve tabii siz de sevişiyor ve diger şevişenin..sevişme aşkını şiirleştirmesini de bir insan varının doğasal gereği ve gereksinimi görüyorsanız..ama onun şeklini şemalini edipli bir şekilde eleştiriyor olsanız dâhi demek ki siz bir meleksiniz…tabii mecazi anlamda...

    Peki bir önce ki yorumla aynanıza baktıysanız…, söyleyin hadi şimdi kendinize nerede siniz ve nesiniz?..insan mı..Böcek mi? ..yoksa ikisi arasında gel-gitte mi?..Buna tek doğru ve gerçek yanıtı yapabilen yine sadece siz kendiniz ve aynanız olmalı!

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (65)

Cemal Süreya