sen, kollarıma hiç alamadığımdın sevgili
daha başında kaybettiğim
hangi şarkıları sevdiğini dahi bilemedim
vazgeçtim geleceğin kabaran dalgalarında
seni bulmaya çalışmaktan
içimdeki imgelerin tümü
mesafeler
derinden hissedilen görüntüler
şehirler, kuleler, köprüler
yolda sürpriz dönüşler
bir vakitler tanrıların nabzıyla atan
şu güçlü topraklar
hepsi, anlamlarında
beni daima iten seni büyütürler
Ne kadar bahçe varsa sendin, sevgili
hep hasrete takıldı gözüm
köy evinde açık bir pencere
sen yeni atmışsın adımını, dalgın
beni görmeye
sokaklar ki
şansıma henüz yürüdüğün ve kaybolduğun ortadan
ve bazen varlığınla hala başı dönen
bir dükkândaki ürkmüş cam
ani hayalimi geri verirdi
kim bilir
belki de aynı kuş yankılandı
ayrı ayrı
ikimizin içinde dün akşam
Rainer Maria Rilke
Stephen Mitchellin İngilizce Çevirisinden Türkçeleştiren: Aynur Uluç
Yeniyazı Edebiyat Dergisi
2012 / Sayı 11
Kayıt Tarihi : 12.3.2006 16:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
...size de, osman beye de öylesine tesekkür doluyum ki, harika renkli düsünceler olustu... cok güzel emekler, cok güzel özveri, cok güzel katilimlardi... yürekten kutluyorum ikinizi de ve sevgilerimle
Haklısınız kelime sürek avı yaptığımız noktada, bir çok yerde.
Almancayı bilmem ancak ingilizcesinde de “yol” kelimesi yok,yalnız şiirin anlamına uzak düştüğünü düşünmüyorum o noktada yolun.Ya da “ne kadar bahçe varsa” diyorum ikinci bölümün başında .Böyle bir ifade de tam olarak bu şekilde yok şiirde, kelimesel gidersek; yalnız bu ifade o noktada yükselmesi gereken umut duygusuna bence güzel işaret ediyor şairin söylediği üzerinden. Ya da dükkandaki aynalardan bahsediyor şiir, ben 'cam' olarak algılıyorum bu 'ayna'yı işlevi açısından ve daha derinlik kazanması açısından. Kelime kelime geçmeye gerek yok şiirin üzerinde; örnek olarak verdim bu bölümleri de. Çevirirken kelimelere takılarak ilerlemek yerine, anlamının bana ulaştığı noktadan görünen yolu izlemeyi tercih ettim.
Bu benim tercihimdir. Söylediklerinizi söylemek de, elbette sizin eleştiri hakkı olarak tercihiniz.
Yalnız ben de eleştirilerin açık ve yapıcı bir noktadan yapılması gerektiğini düşünüyorum. Doğal iletişimde dokuz engel girer devreye bilirsiniz sırasıyla. Bir de internet ortamında birbirini tanımayan insanların iletişimi, her türlü düşünceye açıklık bırakan koca bir alan, bir de ses tonundan yoksunluk faktörü , bir de yazdığınız yorumu özel mesajdan değil de açık alandan yazdığınızı düşündüğümüzde diğer insanların algılama noktası. Yani bunların hepsinin birden hesabı girer devreye.
Ve asıl bir de; oturmuş şiir yazmak ve yorum yazmak arasındaki farkları sayıyor olduğumuza inanamıyorum.
Sonuçta söylediklerinizi de, elbette dikkate alacağım.
Ama burada savaşı değil , güzel bir şeyin tadını algılıyorum ben. İddia sahibi olup edebiyat dergilerinde yayınlamadım çevirimi. Bir nevi atölye işlevi gördüğünü düşündüğüm antolojide yayınladım.Henüz şiirin anlattığına uzak bir dizem olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir şeyi düşündüğüm anda o bölümünü değiştiririm.
İlginize teşekkürler
Saygılarımla
Aynur Özbek Uluç
Ve bir kanıt.
İyi bir şiir, çeviriyle asla yitmeyen şeydir. Çevirinin niteliğine göre bir yanı gölgede kalırken diğer yanının gün ışığını daha fazla alması gibi zihinsel bir dalgalanma yaşarız demek ki.
Bu üç çevirinin bana ne düşündürdüğünü de şöyle anlatabilirim ancak.
Şair aynı şiiri tekrar tekrar ele almış, bir söyleyiş biçiminden diğerine gidip gelmiş, hiçbirine kıyamamış, böylece üç biçimi birden benimsemiş ve öyle yayınlamış.... gibi.
Sabahattin Ali Eyyüboğlu muydu, çeviren yerine türkçe konuşan tabirini yeğleyen kendi çevirilerinde?
Sonuçta açıklamak durumunda hissettim kendimi, sayfa sahibi olarak.
Osman beyin yorumundaki çeviri kendisine aittir.
Tüm ilgi ve destek sunan arkadaşlarıma gönül dolusu teşekkürler:)
Not: Oflazoğlu'na bir saygı da ben gönderirken onun aynı şiire dair çevirisini de bu noktada sayfaya almak zenginliği çoğaltacaktır diye düşündüm, Osman beyin de bahsettiği gibi.
:)
SEN, TAA BAŞTAN
Sen, taa baştan
yitirilen sevgili,hiç karşılaşılmayan,
bilmem hangi sesler hoşuna gider senin.
Ben artık,geleceğin dalgası kabarırken,
görmeye çalışmam seni.Bendeki en büyük
görüntüler,denenmiş uzak manzara,
kentler ve kuleler ve köprüler ve beklenmedik
dönemeçleri yolun
ve bir zamanlar tanrılarla
örülmüş toprakların gücü:
yükselirler içimde anlatmak için
hep kaçınan seni.
Ah,bahçelersin sen,
ah, böylesi bir umutla
seyrettim onları. Kır evinde
bir açık pencere,-ve sen neredeyse attın adımını
bana doğru dalgın. Sokaklar buldum,-
daha yeni yürümüştün onlarda sen;
bazen de esnaf dükkanlarındaki aynaların
senden başları dönerdi hala, ve irkilip geri verirlerdi
apansız görüntümü. Kim bilir,aynı kuş muydu
ikimizin içinde öten,ayrı ayrı
dün akşam?
Şiir: Rainer Maria Rilke
çeviri: A. Turan Oflazoğlu
saygılarımla
aynur özbek uluç
TÜM YORUMLAR (11)