Ulaşamamanın Verdiği Çekim

Ulaşamamanın verdiği çekim gibisi var mı?

Bir şeyin elinin altında olduğunu bilmenin rahatlığı
nasıl da gevşetir zamanla bağları...
O sımsıkı kenetlenmiş
cazibesi yüksek birlikteliklerin bir süre sonra
lastik gibi
oraya-buraya çekilip, uzamaları gibi
nasıl da fos çıkar içli-dışlı yüz-gözlükler! ..

çözümler aranır durulur akabinde
çok karışık bir işmiş gibi sanki.
değişik birliktelik modelleri araştırılır
denenir,
psikologlara mis gibi paralar ödenir!

O noktada aklıma şu örnek gelir:
Yurtdışındaydı kendisi...
Yüzünü bilmeden
sesini duymadan
elini tutmadan bütünleşmiştim sıcaklığıyla
dost kanalından...
Şiirlerime tutulmuştu
şiirlerine tutulmuştum.
Daha doğrusu
bu zamana dek ölmemiş mert bir kadınlık görmüştüm karşımda.

uzun süre dostça yazışmıştık.
hatta hayranı olmuştum bir yandan.
her ne ise olan; güzeldi...

Aylar geçti
ülkeye tatile geldi.
Sıraya bir sürü bayan dostu girmişti.
mailledim, mesajladım, zorladım, çaldırdım
ama olmadı! ?
nas'olsa garantideydim ya;
sıraya alınmıştım!
Ön sırada ise tonla bayan, kokona, sosyete
her ne ise
geride bekletilmiştim.

Yakıştıramadım tabii
onca uzaktan gönül vermeler
şiirler, okumalar, paylaşmalar niyeydi? ..

Artık aynı şehirdeydik 2 ay...
nas'olsa yan cebindeydim.
şöyle hızlı çekim bir buluşma oldu sonra
israrlarımla.

isterse haftada bir çağırsın ondan sonra;
yan cepte bekletilmiştim bir kere
yakıştıramamıştım.

keşke hiç buluşmasaydım da
gizem kaçmasaydı bari!
hiç olmazsa iletişim devam ederdi.
Bağlar sürerdi.
ama bir kere göründü yüzler
alındı ifadeler
uçtu gizemler...
belki de yalandı? bilinmez...

Bir şeyin elinin altında olduğunu bilmenin rahatlığı
yine aldatıcılığıyla zafer kazanmıştı.

Ulaşamamanın verdiği çekim gibisi var mı?

(Kasım 2006)