buğday tarlasında çıplak ayak yürüyorum,
az evveldi hatırlıyorum.
Ensemi yalayıp geçen hafif bir rüzgarda cabası.
Önümde deniz biliyorum ya bağrımı da açmışım,
aldırmıyorum kirpiklerimden akan güneşe.
Ellerini bir başkasının tutacağını bilmek beni öldürüyor
Gözlerine de bu kadar yakında bakan olur mu acaba
Ya ipek saçlarının arasında başka bir el dolaşabilir mi?
İşte dudakların burada, benden başkası tadına varabilir mi?
Usulca…
Beyaz bir sayfaydı, yıllara açılamayan…
Ezik bir teneke kutu şahitti,
Ezik bir yürek sakladı o da bilir…
Değişen neydi ki, kalanlar dururken…
Ve bir ömür sürecekmiydi...
Yalçın bir kaya gibiyse etin,
nemi tuzlu poyraz inat etse de yosun tutmaz bakışların...
Martı çığlığıyla savuşturuyorsan gün batımını,
bir sabah bir kayık yanaşır,ipini atası gelir.
O ip ki,
ılık bir nefes gibi dolanır gönlüne.
henüz anlatılmamış bir masaldı,
gidilmemiş yolları, basılmamış çimleri olan.
yaşanmamış aşklarla doludur kimbilir,
henüz koparılmamış papatya yaprakları,
ve o yapraklarla henüz sayılmamış neler neler...
yazılmamış mektuplar karaya vurduğunda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!