Herkes kadar sıradan bir hayat.
Ağustosta üşümek nasıldır bilir misin
Bir umuda tutunmak, sevildiğini sanmak
İliklerine kadar kandırılmayı tatmak
Kusursuz ahmaklığı iyiliğe bir tutmak
Ah üşüyebilseydin, keşke sende ben gibi
Bana şair denmezmiş,
Yazdığım okunmazmış.
...
Okusaymış yazdığım,
Anlamazmış s.ktiğim.
Taşa değen tırnağın,
Bastığın yılanın zehriyim.
Kabil'in döktüğü kan,
Habil'e cehennemim.
Melekler hocasıyım.
Arkamdan herkes düşman (!)
Bakıyorum uzaklara
Görebildiğince uzağa
Hissedebildiğim kadar derin
Anlayabildiğim kadar hassas
Dalıyorum izlerken kötülükleri
Yürüyorum sokakta, ardımda siren sesi
Ağlayan bir kadın var, yüzünde korku izi
Bomboş bir topluluk, Allahım bu da nesi
Meraklıdır bakanlar, sorsan dünya iyisi
Kaldır kafanı bir bak, bu da neyin feryadı
Bir tuvalde farklı iki renktik seninle
Ne ayrı durabildik
Nede benzeyebildik birşeye.
Yanyanayken imkansız
Uzaktan uzağa anlamsız
İki beceriksizden ibaretiz aslında
Solarken umut bahçelerinde güllerin tek tek,
Ağla! Belki hayat verir meyus göz yaşın.
Eza olur bekleyene bir lokma ekmek,
Sanarsın ki seni anlar can sandığın yoldaşın.
Bakarsın buğulu gözle bir vefasız ardından,
Bin dokuz yüz seksen dört,
Eylül idi aylardan...
Yirmi üç diye geçmiş kayıtlara.
Ruhsuz ebeveynlerin bahtsız eşleşmesiydi yaşamım.
Ruhsuz bir baba, aratmayan bir anne,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!