Ula Hasreti Şiiri - Timur Kocabıçak

Ben süslü laflar bilmem adamım
İçimden ne geldiyse onu döktüm mısralarıma
Akyaka, hasır iskemle, balık ekmek
Gökova’da yemek, Gölette sabah kahvaltıları
Kapızın manzarası daha bir güzeldi seninle
Bisiklet üstünde insanlar ve Ula yolundayız.
İlk defa sende tattığım Ula işi çarşı böreği.

Ben süslü laflar bilmem adamım.
Hissettim, seslendim, sesime cevap verdin
Martılar sevdama şaştı, ağladı yakamozlar
Öyle sevildin, öyle sevdin ki memleketim
Gündüz güneş, Gece yıldızlar şahit oldu
Sakar dan bindik uçağa, Süzülüverdik azmağa
Manzara öyle güzel, öyle güzeldi ki…

Ben süslü laflar bilmem adamım
Hasretini çektim, cefasını gördüm
İşte bu yüzden saçlarıma yağdı yıldızlar
Yüreğim heyecanlı, bedenim çok yorgun
Azmak turu iyi geldi inan, Ördeklerle dertleştik
Bana seni anlattılar, Gelenlerin nasıl hayran kaldığını
Bir daha dönmek istemediğini vs.

Ben süslü laflar bilmem adamım
Yazdığım bütün şiirlere Arabesk dense ne çıkar
Eğmedim başımı memleket dışında hiç kimseye
Ah benim huysuzum, öyle sevdim, öyle sevdim ki seni
Diz çöktüm önünde, baş eğmek ne kelime.
Bir gün sana doymadan ölürsem eğer
Beni sana bıraksınlar, CANIM MEMLEKETİM.