Uhud Dağı bir harp meydanı
Efendim sav in Uhut bizi sever biz de uhutu buyurduğu çile meydanı
Acının kor olup yüreklerin dağlandığı Uhud dağı
Ben emretmeden yerinizden ayrılmayın diye buyuruyor Kainatın Sultanı
Heyhat o da ne ortalık karışıveriyor birdenbire
Muhammed sav öldü diye bir kara haber dağılıyor her yere
Musab Bin Umeyr kanlar içinde yatıyor yerde
Sultanlar Sultanına benziyor diye şehit edilmiş ermiş şehadete
Kırılıyor Efendimin mübarek dişleri
Dilese Allah Rasülü o kan akmadan yere inecek Allahın gazabı ilahisi
Kanlar içinde kalıyor gül yüzlü cemali
Merhamet timsali susuyor ve sabrediyor her zamanki gibi
Allah´ım Kavmime doğru yolu göster Çünkü onlar bilmiyorlar dökülüyor mübarek ağızlarından şefkat dolu sözleri
Ebu Ubeyde bin Cerrah çıkarıyor dişleriyle Kainatın Sultanının yüzündeki miğfreri
Kırılıyor bir anda dişleri
Can sunuyor Efendime güzide sahabileri
Çıkıyor Hz Hamza Allahın aslanı
Savaşıyor gözü kara canı umrunda mı
Biran Vahşi hedef tahtası yapıyor Kainatın Sultanının amcasını
Cigerinden vuruyor yıkıyor Hz Hamzayı
Yer ağlıyor gök ağlıyor Hamza yatıyor yerde
Yürek deşilmiş tanınmıyor hiçbir şekilde Uzuvları parça parça olmuş yatıyor yerde
Yanıyor Efendimin ciğeri olmuş pare pare
Bakıyor süt kardeşine gözyaşları dökülüyor acıyı yaşıyor en derinde
Sehidini yıkıyor inciler dökülen gözleriyle
Sana kurban olurum Ya Rasulallah
Nasıl kıydı Sana Vahşi Radıyallahu anh
Sonradan çok ettı Vahşi derin derin ah
Ama oldu bir kere dönülmez yola girdi eyvah
Vahşinin gün gelip de İslama girmek isteyişine
Nedamet içinde pişmanlık duyan yüreğine
Alemlerin Efendisi kayıtsız kalmadı hiçbir şekilde
Davet ettı Onu Dini Mübini İslama
Ama ..fısıldadı usulca kulaklarına
"Mümkunse bana fazla görünmemeye çalış
Seni her gördükçe Hamzayı hatırlar ve Sana gereken şefkati gösteremeyebilirim
Böylece Sen talihsizliğe itilmiş ben de vazifemi tam yapmamış olurum"nidasıyla
Vahşi artık mahsun bir sahabi adının arkasında radıyallahu anha
Saklandı direklerin arkasına
Görünmemek için Kainatın Sultanına
Kimi zaman gözyaşlarını ceyhun etti akıttı yanaklarından aşağıya
Kimi zaman bekledi bir nazar bir göz göze bakış daveti alma umuduyla
Ama..olmadı..Hiçbir zaman bu olmadı
Kainatın Sultanıyla bir an dahi olsa o mutluluğu yaşayamadı
Canlar sunulan Kainatın Sultanının yüzüne dünya gözüyle bakamadı..
Günler geçti..Efendımız alem değistırdı
Bıraktı Vahsiyi ve Rabbine gitti
Vahşi boynu bükük Vahşi perişan
Aradı her yerde Kainatın Sultanının bir bakışını aradı oldu yoluna kurban
Museylemetul Kezzab yalancı Peygamber oldu Hz Ebubekire imtihan
Mücadele cetındı bogulmalıydı küffaran
Vahşi bu fursatı kaçırmadı ve mızrağıyla oldu İslama derman
Bogdu küfürü muzaffer çıktı bu savaştan
Kaldırdı kafasını ve dedi
Sultanım Kainatın Efendisi
Yaktım ben Senin ciğerini
Nolur nolur soyle
Benden razı mısın şimdi
Belki de baktı Efendim Onun gözlerine sefkatli bir sekılde
Ve muradına erdi Vahşi de
Kurban olurum ben Sana Alemlerin son Peygamberi
Vahşi sahabenin en düşük mertebeli sahabesi
Abdulkadir Geylaninin atının burnunun ucundakı toz bile olamam dediği sahabi
Büyük bir imtihandı Seninkisi
Rabbim ayırmasın Seni Kainatın Sultanından ve sonsuza kadar Ona sav komşu etsin Seni..
Selva Durmazemir
Kayıt Tarihi : 11.8.2017 13:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
uhut savası

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!