Uhud Şiiri - Hüseyin Kotan

Kureyş sancılar içerisinde
Bedirin mağlubyeti peşinde
Ellibin altın topladılar
Üçbin kişilik bir ordu hazırladılar
Yediyüzü zırhlı, ikiyüzü atlı, gerisi deve
Kadınlar def çalarak katıldılar cepheye
Hz. Abbastan bir mektup geldi
Kureyşin hazırlığını Resulü Zişana bildirdi
Gözcü sahabeler orduyu gördüler
Gelip Resulullah’a haber verdiler
Kureyş ordusu,defli zilli yürüdü
UHUD dağının yakınında “AYNEY” tepesinde durdu
O gece RESUL-İ EKREM bir rüya gördü
Rüyada sağlam bir zırh içinde bulunuyor
Kılıcı zülfikâr’ın ağzından bir gedik açılıyor
Boğazlanmış bir sığır ve bir de koç görüyor
Rüyanın tabirini yine RESULULLAH söylüyor
Sağlam zırh giymek MEDİNE’ de kalmaya işarettir
Kılıcın açtığı gedikse uğrayacağımız zarar demektir
Boğazlanmış sığırlar ashab’tan bir kısmının şehadetidir
Gelen koç ise kuvvete işaret,onları ALLAH öldürecektir
İstişare meclisi kuruldu,görüşüldü tedbirler
Medine dışında bir savaşı istedi sahabiler
BEDİR’ e katılamayanlar cengi UHUD’ da istediler
Bu gazaya katılmaya cümlesi hevesliydiler
Giyindi zırhını RESUL-Ü KİBRİYA
Ceng için hazırdı,hanesinden çıktı dışarıya
Cihad’dan geri durmak,gecikmek acizliktir
Sabr ve sebat gösterdiğinde ALLAH’ın yardımı gelir
Sabr ve sebât ediniz
HAKK’IN zaferi için gayret gösteriniz
İman halkası müminler bin kişi idiler
Ancak yüz kadarı zırh giyebildiler
Ordu üç sancak altında yürüdü
Gazaya çocuklarda girmek istiyordu
SEYHEYN tepesinde ilk teftiş yapıldı
Okçu HADİF’le güreşçi SEMÜRE’de orduya katıldı
Arkalarında UHUD,önlerinde nur MEDİNE
Seçilmiş elli okçu yerleşti AYNEYN tepesine
Başlarında Abdullah b.Cübeyr bulunuyor
UHUD’un zaferi sabr ve sebatlarından umutluyor
“Kuşların cesetlerimizi kapıştığını görseniz
Asla yerinizi terk etmeyiniz.”
RESUL-Ü KİBRİYA etrafına nur saçıyor
Tepenin önemini en veciz şekilde anlatıyor
Ezanda BİLAL-İ HABEŞİ’nin gür sedâsı
Saf saf olmuş müminler HAKKIN sevdalısı
UHUD’da gün doğuyordu
UHUD’da iki ordu yerinden doğruluyordu
Bir tarafta İslâm’ın serden geçtileri
Diğer tarafta cehalet çıkmazının ebedi sakinleri
Münafıklardan üçyüz kişi ayrılmıştı
Müminlerin kuvveti yediyüz kişi kalmıştı
HABİB-i EKREM elinde bir kılıçla duruyor
Kılıcın üzerinde şu beyitler bulunuyor
Korkaklıkta ar
İlerlemekte şeref ve itibar var
İnsan korkaklıkla kaderden kurtulamaz
RESULULLLAH’ı sevmeyen kurtuluşu bulamaz
Bu kılıcın hakkını kim verecek?
ALLAH düşmanlarını kim gebertecek?
Sahabelerden yüzlerce ben ben nidası yükseldi
İçlerinden Ebu Dücane ilk sözü aldı
Bu kılıcın hakkı nedir ya RESULALLAH?
Pekte güzel kılıçmış maşallah
Eğilip, bükülünceye kadar onu sallamaktır
O kılıç ile ALLah düşmanlarını haklamaktır
Hakkını yerine getirmek için aldı Ebu Dücane
Çalımlı çalımlı yürüdü meydan’e
Bu yürüyüşü Cenab-ı Mevla tasvip etmez
Harp meydanı dışındakı bu gurur sevilmez
Harp başladı…
Amansızca vuruşuluyor
UHUD’un ilk şehidi Abdullah b.Amr b. Harâm oluyor
Meydan karışmış, sesler ayyuka çıkıyor
Her geçen saniye bir sürü canlar yıkılıyor
Müşrikler dağıldı, geriye kaçıyorlar
Okcular, boğazdakı yerlerinden ayrılıyorlar
Arzuları üç beş parça dünya malı gânimet
RESUL-ü ZİŞAN’ın tembihihi unuttular heyret!
Olanlar oldu Halid bin Velid boşluğu buldu
Kalan on kadar okçu’da şehid oluyor
Müşrikler sahabileri arkadan kuşatıyor
Müslümanlar iki ateş arasında
Sahabiler NEBİYYİ EKREM’i koruma telaşında
Bir taş Resulullahın sağ alt çenesini buldu
Mubarek dişlerinden birisi o an şehid oldu
Diğer bir taş anlını ve alt dudağını yardı
Kafir Abdullah ibni kamia’nın kılıcı miğferini parçaladı
Miğferin iki halkası mubarek yüzüne battı
İki cihan serverinin tertemiz kanı aktı
Sahabiler hemen etrefında toplandılar
Nebiler Nebisini koruma altına aldılar
Ebu Ubeydeb,Cerreh dişleri ile halkaları çıkardı
O mubarek sahabinin iki dişi kırıldı
Malik b. Sinan yüzünün kanının diliyle temizledi
RESULÜ ZİŞAN’ın verdiği müjdeye çok sevindi
Cehennem ateşi erişmez kanı kanıma karışana
Üzerindeki zırh çok zahmet veriyordu Resulü Zişana
Zülfikâr gibi kılıç, Ali gibi yiğit bulunmaz
Bir fırtına olmuş karşısında durulmaz
Resulullah veriyor, Sa’d b. Ebi VAKKAS ok atıyor
Bu sa’dın okudur ya Rab hedefini vurdurt diyor
Ömründe ilk defe” Babam,anam sana feda olsun söylüyor”
Sa’d kısa boylu,güçlü kuvvetli delikanlı
Tepeden tırnağa mücahit, gayretli, imanlı
İ’layi Kelimatullah uğruna tam yetmişbeş yara
İşte çolak kalan gaziler serdarı Talha
Hazreti HAMZA iki kılıçlı uruşuyor
Önüne geleni kahderip biçiyor
Hain pusu kurmuş kenarda mızrıkla bekliyor
Çarpışmanın şiddetinden düştü yere
Hain Vahşi mızrağı sapladı böğrüne
Hazreti HAMZA Şehitler efendisi oldu
Mubarek yüreğine kızıl kanlar doldu
Vahşi geldi yanına göğsünü yardı
Elinde kanlı yürekle Hind’in yanına vardı
İşte amcan Tuayma b.Adiyi öldüren yürek
Hind’de büyük sevinç anlatmaya ne gerek
Mubarek yüreği ayakları altında çiğnedi
Bitmeyen kini ile kulağını, burnunuda istedi
Bilezik, halhal, pazubant yapacak
İntikamının üzerine nefretini takacak
RESUL-Ü KİBRİYA şehidler efendisinin başında bulunuyor
Mubarek gözlerinden inci’den yaşlar döküyor
Karnı yarılmış, kulağı, burnu kesilmiş yatıyor
Öyle perişankı zorlukla tanınıyor
İşte UHUD öyle başladı, böyle bitti
Bu gazada müminler yetmiş şehid vermişti
PEYGAMBER öldü diye savaşı bitirdiler
Yeni yılda Bedirde lyeniden cenk istediler
Şefkatli Resül-ü Zişan RABBİ’ne dua ediyor
ALLAH’ım kavmimi affet doğruyu göster diyor
Sa’d b.Muaz ve sa’d b. Ubeyde’ye yaslanıyor
UHUD’daki kayalıklara halsizce çekiliyor
Talhab. Ubeydullahın sırtında mağaraya vardı
Zırhını çıkardı, su dökündü yıkandı
Şehidler birer birer defin ediliyor
Öncelik sırası hafız olanlara veriliyor
YA RABBİ İmanı sevdir bize,süsle kalplerimizi
Küfürden,isyandan,tuğyandan nefret ettir bizi
Din ve dünyamıza zararlı olanı bilenlerden
Doğru yola erenlerden eyle bizi
ALLAH’ım bizleri Müsluman olarak öldür ve yaşat
ALLAH’ım bizleri Salihler ve iyiler zümresina kat
Gözyaşları ile mubarek dua sona erdi
RESUL’Ü ZİŞAN UHUD bize sever, bizde UHUD’u severiz dedi
Asırlar öncesindeki UHUD’u sizlere anlattım
Bu satırları yazarken çok duygulandım
Her işin bir yaşı, her yaşın bir savaşı vardır
ÜVEYS KÂDİRÎ size CİHAD’ı hatırlatır
UHUD Şehidlerine RABBİM’den rahmet diliyorum
Sizlerden O yiğitler için fatiha’lar istiyorum