Çok uzun yıllar sonra bir gün,
Bukle saçlı küçük bir kız;
Şöyle anlatır annesini!
Leyl!
Bildiğim bütün yokuşların iniş tarafıydı hep.
Ey çocuk! Kimi seviyorsun öyle sen!
Ha!
Kimi?
Hayatında bir kez dahi yalan söylememiş bir Peygamber (Sav) dururken dimağının en dibinde sen istesende; İstemesende,
Hangi yürekle ve nasıl?
Bir esimlik rüzgar bile dokunmadı tenime.
İhtiyar!
Paslı tren raylarında bırakmışım ben nedensiz susuşlarımı.
Hem gitmiş artık benden gidecek olan çoktan,
Hayret ki;
Ben bile duymamışım ruhumun çığlıklarını.
İki insan düşün...
O kadar uyumlular ki birbirlerine dair; Belki açıklaması bile yok kelimelerle.
Baştan başa aynı huylarla çevrelenmiş ve aynı hoşgörü miktarına sahip iki insan.
Sözlerin bile fazlalık olarak görüldüğü,
Ve sadece gözlerin herşeyi anlatabilmeye kafi olduğu bir yaşam..
Ve o yaşamı Mevla'nın (c.c) bahşettiği her farklı günde;
Yürüdüm..
Yürüdüm de çimenli yollarında şu hoyrat koridorların,
Adımlarımın hesabına çakıl taşları düştü hep;
Ve kırmızı gecelerden kalma çamurlara bulandı gidişlerim.
Yürüdüm..
Zaman en güzel çaredir kardeşim sabırla bekleyenlere..
Düşünsene; Herkes aynı yürek ritminde olsaydı,aynı yoğunlukta hissetseydi ne anlamı kalırdı senin gibi cesurca sevebilen maharetli yüreklerin.. :)
Hayat her yaşta birşeyler öğretir insana bundan hiç şüphe etme..
Sevgilerimle..
abicim benim de var temiz bir yürekle beklediğim ancak gözü beni görmüyor ben ona yaklaştıkça o benden kaçıyor artık hayata küstüm neden bu kadar acı ki hayat! ..