Bilmek güzeldir
Anlaya-bilmek
Konuşa-bilmek
Paylaşa-bilmek
Merhaba diye-bilmek gerekir
Güle-bilmek için
Yüzyıllar öncesinden gelen bir kervanda yolcuyum
Yükler dolusu kayıp zaman taşıyorum
Atlı karınca gibi dönüyorum etrafında hayatın
Dolaşıp dolaşıp aynı yere varıyorum
Sıkı sıkıya tutuyorum ne varsa elimde
Ömür biçtim iki kelamsız bu sevdaya
İki vakit çıktı fallarda da
İki saat
İki gün
İki hafta
Çıkmaz iki aya
Gülleri severim er geç solsa da renkleri
Anlamlar yüklemişler; kimi ayrılık, kimi neşe
Sanki gül bilir gibi,
Ben hiç kızmam onlara, hazanda terk etseler de
Her bahar gelişleri, sanki yeni bir umut gibi
Satılık umutlarım var,
Az kullanılmış
Ilk elden umutlar.
Kar, yağmur düşmemiş üzerine
Tekerine taş değmemiş
Takvim yaprağında bul beni
Hani saatli maarif olanda.
Mesela 1 Ocak'ta
Biraz hüzün, biraz yeni umutta
Her sayfada oku beni
Daha ne kadar dayanır yürek bu Med Cezire
Gökyüzünde dolunayı göresim gelmiyor
Kah koca duravlara çarpıyor kalbim
Kah koyu yalnızlığına çekiliyor denizin
Ay’a küstüm, denize küstüm
Yakamozlara hepten kızgınım
Gün yoksun bıraktı penceremdeki çiçeği
Tıpkı sevginden yoksun bıraktığın gibi beni
Ne baktın gözlerimin içine, ne tuttun ellerimi
Olmadı bir tanem, bu aşk değil, eziyet seninki...
Tek bir şarkı kalmış özleminden
Tek bir ağaç
Bir de güzel söz.
Ilık rüzgara karşı kapatıyorum gözlerimi
Hayal edebilmenin başka yolu yok
Aylar soğuk sevgili
Yıllar umarsız
Günlerin hesabını tuttum
Sen yokken
Mektuplar yazdım adresi olmayan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!