Bir gün anlayacaksınız suskunluğumu
Anlayacaksınız karanlığımı…
Sizin korkarak baktığınız gözlerimdeki
Umudu fark edeceksiniz sonra…
Sessiz sedasız geçişim gelecek aklınıza
Duyacaksınız o zaman sesimi…
Damarlarımda akan ateş
Sen miydin yok eden düşleri?
Ya da sen miydin var eden tüm hayalleri
Bir ses bir karanlık mıydı tüm benliğim
Bu muydu avuçlarımdan su gibi kayıp akan
Bu muydu yalnızlığım...
hep karanlık derim
cismim takılmasın uzun bacaklı gerçeklere diye
anlatmam kimseye
kaçarım varlığımdan
yokluğum yaşar
varlığımın adı şad olsun diye
Bilemezsin
Nasıl sarar insanı
Nasıl kavuşturur insanın boynuna ellerini
Nazlı bir çocuk gibi; uyku
Bilemezsin
Yazılmış öykülerden sildik hayatımızı
Mürekkebe kanla saldırdık
Anlattık acılarımızın anlamsızlığını
Yarım bıraktık boş yaşantıları
Bir yaprak düşer yere
İnce sarsıntılar geçirerek
Bir kuş yükselir gökyüzüne
Ardında kalan yalnızlığı
Hayran bırakarak özgürlüğüne
Ve hiçbir ağız açılmaz
Yakamam düşlerim,
Yakamam tahta güverteli yelkenleri
Dönmek bir mecburiyet olmuş yalnızlığıma
Anlatamam düşlerim
Haksız başladığım bu oyunu
Geleceksin bir gün biliyorum
Ellerinde düşüşlerimden kalan düşkünlüklerim
Anlatacaksın anlamlandıramadığın zamanları
Dilinde adımı,yüreğinde acımı
Yaralı düşler şafağında tutuşmuş bedenim
Anlam yok ki içini doldursun güneşin
Sabahlar akmıyor sonsuz gecenin damarlarında
Yarım kalıyor her nefes sessizlik namlunun ucunda
Başardınız ruhumu kanatmayı
Yürümek…
Zamanın kırdığı camların üzerinde,
Kanayan ayaklarına aldırmadan,
Sana doğru yürümek…
Ve sana yolculuğu anlatmanın
Heyecanını taşıyarak yüreğinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!