1
en çok istanbula benzeyen gözlerini sevdim
gözlerinde devrik cümleler gibi bakan kederi
esirgeyen bağışlayan aşkın adıyla başladım sana
erkekliğim bedeninde kimbilir kaç kez hatim indirdi
kimbilir kaç kez yazdım kendimi arka sayfalarına hayatının
analarınızın memelerine süt bile yürümemişti daha
bir kez olsun gizli gizli traş olmamıştınız babanızın jiletiyle
yani şimdiki sizin yaşınızda ben
yani deve tellal pire berber iken
diyalektik ve tarihsel materyalizm diye birşeyler vardı
sol komünizm bir çocukluk hastalığı dokuz ışık
o, nesneyle insanın arasındaki tüm sınırlamaların düellosudur.kim demiş nesne konuşmaz diye. işte bak, yazar ile arasındaki tüm aralar bile aralıksız dilleniyor birer ikişer. daktilo, masa, duvar, televizyon, kapı hep birşeyler söylemek için kendi evrenlerinin sınırına gelip dayandılar bile.
be ...
o hayatımın uğuruydu.. şimdi... o gitti.. ve ben uğursuz bir yaşamda kalakaldım.