Gök kubbeden dökülen merhamet zerresi yağmurlar
Kalplerin müşahedesinde unutulmayan temiz ruhlar
Vicdanın idrakine uzanan inanmış ilahi nurlar
Gaybın tecellisine iki katre gözyaşı Filistin
Korkuya mağlup barışın ufkuna kalkmış minicik eller
Kalemin dudaklarına lal düştü
Babilin kulesine aşk düştü
Dünyanın çehresine senden haber düştü
Ben safi dilin boşluğundayım
Yemyeşil fidanları tütsülediler
Sokak lambalarının altında yığılmış gölgeler
Karanlığın içine hapsolmuş nice gençler
Zaman doldurma telaşındaki zihinler
Mutluğun resmine karışmış pekişen kirler
Eve gelmeye çekinen delikanlı
Aşk kokuyorsa bir şiir/de
Dokunduğu tüm duyguları yakar be güzelim
İstemese de o yürek...
Gül gibi kıpkırmızı kor olur
Yakar dikenleriyle dağlar bedeni
İçinde var ise o kıvılcımın
Dokuz ay boyu bekleyiş
Sevginin sabır imtihanı
Evet işte geldin bebeğim
Dünyaya gelen sevgi tomurcuğum
Cennet kokulum
Yalnızlığıma arkadaşım
Gitarın tellerinde namaz kılan kadın
Bateri de secde eden adam
Fırçasıyla yaratıcıyı zikreden ressam
Bestecinin notalarına gizlenmiş dua fısıltıları
Mevlana’nın dönüşlerinde saklı değil mi ki inanç
Yalnız ıssız ve hüzünlü sokaklar
Saat 24/ü vurduğu zaman
Ay yalnızdı bu gece
Yıldızlar saklanmıştı gecenin koynuna gizlice
Ayın ışıkları titrekti
Hoşnut değil/miydi bu yalnızlıktan acaba
Sen mahfi lalezarsın
Sen mahfi harifsin
Sen mahfi harıksın
Sana iltica etmek ne mümkün
Ben seni dervişane sevdim
Ateşin aşkına korkulu dudaklarım
Solmayan ölümün şakaklarına can veren akşamlarım
Susmaya meyleyledi gözlerimde yankılarım
Gözlerine çektiğin kaleme adımı yazar mısın
Kayan zaman atlasına saplanan akmayan izlerim
Sual sardım yarana merhem diye kendimi
Sırtını döndün yaradaki merheme tek yaralı sen gibi
Tedavimde acziyetim basit kul tarifesi nedir bu resmiyet
Hayalimin dikenlerine mi bastın, dikenlerim gülden ibaret
Ben İstanbul dilencisiyim sen hangi devletin elçisisin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!