Aşk/ı kül oldu deyip hafife alma.
Her külün içinde kor ateş vardır.
Her yara zamanla kapanır amma
Kapanan yarada yar izi vardır...
Taş olsan da şekil verir birisi
Görmediğim bir adamın kızıyım ben
henüz baba diyemediğim,
koşarak boynuna sarılamadığım,
resmini öpüp ağladığım, rüyama giren,
rüyalarımı bölen bir adamın kızı...
Git
Aynamda asılı kalmış suretini de al yanına
Bil ki Sersefil gülüşlerim uğurlayacak seni
Nefesim ayaz kadar soğuk gelecek sana üşüyeceksin...
Titrek adımlarla mesafe katarken aramıza,
Kapattığın kapılar üzerine düşecek, yokluğumla ezileceksin
Git
İs karası düşlerinin, mavi rengiyim ben
Ben senin gerçekleşmesi mümkün tek hayalin,
demir atacağın tek limanın...
Bil ki yüzüme kapattığın her kapıda,
keşkelerin olacağım.
Git
Unutmasam da alışacağım yokluğuna
Sıkça haykıracağım terk edişini, yüzüme
Nefret edemesem de, nefret ettiğini düşüneceğim
Yalan söyleyeceğim, önce kendime
ve sonra en çok kanan ben olduğum gerçeğe..
Git
İçimde dermanı olmayan bir dert bıraktın
Armağanın olan, hastalıklar çekeceğim ömrümce
Ben tabiplerin acizliği, sen kurtuluşu olmayan illet olacaksın
Hasta yatağımda kopardığım çığlık halkaları dolanacak boğazına
Ruhum çıkmaya yakın senin ecelinde ben olacağım
Git
Adım adım çiğne sevdamı, geride bir iz bırak
Nihayet bulsun bende ki sen bitsin bu mukassî* hayat
Tebessüme muhtaç ol yan sende benim gibi
Tek bedduam senin olsun,
kucakla yârin gibi
Git Şimdi!
Sen gidince,
Kaknus kuşu gibi küllerimden doğarım.
Bir peygamber mucizesi olmazsa eğer
Körpecik bir bedende can bulurum belki öldüğüm gün
İmkânsızı zorlarım ne dersin?
Sıkıntı verici
Doğumum, hayatım, ölümüm sensin
Kederim, efkârım, sevincim sensin
Yaşlanan mutlaka ölüyor amma
Benim Azrailim, ecelim sensin.
Evvelim ahirim her şeyim sensin
Sevgili!
Sen ben olmadıktan sonra neyleyim baharları
Mevsim hep bahar olsa, sensiz kış yaşarım ben
Ben üzerimde biriken yokluğunun katırı
Sensizliğin gölgesinde huzursuz yaşarım ben.
Bekleme varlığımı sen yok isen yanımda
Bir hüznün çıkmazında buhranlı yaşarım ben
Olmadığın yer inan bana zehir tadında
İllaki iç diyorsan zehri, katıksız içerim ben.
Can
Cancağızım…
Sevdiğim
Gönül bağım
İçimde büyüttüğüm fidana duran
Ve şimdilerde meyvesi azap olan yârim.
Sen sanır mısın ki unuttum seni?
Her hali gözümde an be an canlanan,
andıkça içimde bir yerleri kanatan.
Ve her gün tekrardan kanayan yârim.
Yâr yarası…
Gönül ağrısı sevdiğim.
Yaram sensin, derman sensin, can sensin.
İçinde sen olan ızdıraba eyvallahım var
Lakin insaf sevdiğim
En çok acıtan, en fazla kanayan, en fazla kanatan…
Neden hep sen,
Ve neden bu aşkta en çok acıyan ben,
acıtan sen?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!