kirpiklerinde nem
alnında dehşeti sabahsızlığın
içimsiz ab babında
silkeleniyorsun kadın
gözlerin büyüyor ufukta
dünya ayna elinde
aşikâr çıkmazların aslında
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Devamını Oku
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
yalnızlığın yanlış yerinde ağlamak...bunun üstüne ne söylenebilir ki....
Kadın ve eşitlik.
Kadın ve denklem.
Denklemin diğer tarafında ne var?
En fazla gözyaşı. Azalan oranda dünya. Azalan oranda ufuk.
Peki bu ne anlama gelir,
kadının dünyaya bir gözyaşı perdesinin ardından baktığının mı, (kederi dünya-sın-dan büyük)
sadece ağladığını, yakındığını bunun dışında çözüm üretmediğinin mi, (ufku dünya-sın-dan dar)
Bu şiirin karşısında çok uzun zaman geçirdim ben. Başlığa mı daha uzun süre baktım, şiire mi (denklemin açılımına) hiç bilmiyorum.
Her söylemi (akıcı ve güzeller) beni huzursuz eden bu denklemin içinde düşündüm, değerlendirdim.(ister istemez)
Elimde şu hüzünlü soru kaldı yine. Denklemin diğer tarafında ne var, kadını neye eşitledik biz?
Böyle sordum, çünkü şiirin böyle sorduğunu düşündüm.
Eleştirel,
kadına yükleniyor,
ne incitmek ne aşağılamak için.
' pazarı bekle
vardır elbet satacak telaşı hazımsızlığın'
Dünya, kadının pazarlık gücünün evvel ezel ve adamakıllı kırıldığı, bir yaban pazar yeri.
Fakat yavaş yavaş, artık kolay uzaklaştırılamaz bağımsız, (renkli, yaratıcı ve özgün) tezgahını kuruyor.
Bakalım gelecekte satışa çıkan telaştan ibaret mi olacak, bu şimdilik böyle.
**********
İşte bu şiir beni son derece huzursuz eden şiir.
Huzursuzluk benim dilimde harikadır.
Bu bir iletişim biçimi. (düşünce ve duyguya dayalı)Ve onunla ilişkiyi hiç kesmezsiniz.
Tıpkı hayat gibi.
Genç yaşında ustalaşmış bir şairi tanımanın mutluluğunu yaşadın şu an..
Kutlarım sayın Ali Aydoğdu..
'Boş ver şair yazıp bırakmış buraya şiirini.. Artık benim o . İstediğim gibi anlarım..
Döner döner yine anlarım. '
demiş ya sevgili Sinyali:)
İşte tam da bu nedenle gelmiştim sayfaya ben de şimdi sevgili Ali:)
Dönüp dönüp anlamak için.
Ve bir de gizli dileğim vardı. Bu şiiri sinyalinin okuması ve yorumlaması. Neler söyleyeceğini merak etmiştim eni konu. Bir kuş kulağına fısıldamış olmalı ki ( emin ol, kesinlikle ben değilim)), şimdi sayfada görmek inanılmaz mutlu etti.
Bu şiire yorum yazdım ama üzerine düşünmem bitmedi çünkü. hani tekrar tekrar finale koşması konusunda nasıl düşüneceğimi bilememiştim ya. ilk intibaım paradigma gibi bize belletilenler doğrultusunda oldu ( Aşağıdaki yorumumdan anlaşıldığı üzere) Ve bazı şeyleri 'bu böyle olmalı' diye kural gibi öğrenirken koşulsuz, sorgusuz kendini de aynı şeyleri söyler buluvermek pek mümkün))))
Sorgulama süreci, 'konu ile karşılaştıkça üzerinde düşünmeyi beraberinde getirme' ile başlıyor.
Sayfaya gelmeden önce düşündüklerim şunlardı biraz evvel. hayatın aynası değil midir şiirler? Ve hayat, defalarca kez her bir bölüm için sanki içinde bulunulan anda kendisi bir 'son'muş gibi yanılsamalar sunar bize. Oradan bakarak düşünür, taşınır; tavırlar alırız ama bitmez. Bunu da zaman gösterir yine. O halde şiirlerin niye illa bir giriş- gelişme- sonuç bölümü olmak zorunda.
Hem de tam benim gibi genelde şiirlerinin ucunu açık bırakmayı düşünen ( seven demeli belki de) birisi bile 'bu şiir tekrar tekrar finale koşmuş, böyle olmamalı' gibi bir önyargı ile düşünebiliyor. Baksana:)
Bu düşüncelerimin cevabını yine aynı şiirde tam da düşüncesini merak ettiğim beyinden yanıtlandığını görmek ayrı bir keyif şimdi.
Nehir gibi gerçekten de şiirin.
Yansımalarına baksana okuyucuda.
Sevgilerimle
Aynur Özbek Uluç
Şiirlerin nehir şiir olması güzeldir. Eğer bir de her dize bir taraça ise ve bu taraçalardan şiir küçük şelalecikler oluşturarak akıyorsa işte bayıldığım manzara.
böyle şiirleri içmeye kıyamaz insan içinden akan su eksilir diye
İçimsiz su kapısında beklemek budur diyorum şaire inadına bir nazire ile..
Şair ve kadın..Böylesi şiirlerin başına ve sonuna eklenecek hala bir çok dizenin var olduğunu hissederim her zaman.
Büyülü fenerler gibi olmuş her dize şiirde. her fenerin ışığı diğer fenerlerin arkasında gölgeler oluşturmuş ne güzel.
Hele en son iki dizenin sonunda oluşan alacakaranlık için acaba diyor insan..
Acaba ,akşamın geceye doğru ilerleyen zamana mı yoksa gecenin sabaha doğru ilerleyen zamanındaki alacakaranlık mı buradaki?
Sabaha doru ise fecr i kazip mi, fecr i sadık mı?
Yoksa Nehr i Yunus'la buluşan bir derecik mi son iki dize..
Bezirganım , metaım yok
Alana satmaya geldim
Demiş ya hani..
İki pazarı düşünüyorum. hangisi çarşamba , hangisi perşembe pazarı diye.. Acaba birisinin geleceği, diğerinin kurulmuş olmasından mı belli olur.
Yoksa şeytan sancağını pazar yerine dikermiş, hem de tam hazımsız telaşların olduğu yere bunu mu anlasam şiirden.
Boş ver şair yazıp bırakmış buraya şiirini.. Artık benim o . İstediğim gibi anlarım..
Döner döner yine anlarım.
Sevgilerimle
serbest şiirde şiiri eni konu şekillendirip onu engin şiir bilgisiyle ölçülü bir anlatımla anlatabilen ender kalemlerdensin ali kardeşim...
yolun açık olsun...
'pazarı bekle
vardır elbet satacak telaşı hazımsızlığın'
Bu bölümü şimdi tek başına ayrıca değerlendirdiğimde oldukça başarılı bir şiir dili içinde verilmiş iki dize olduğunu fark ediyorum. Biraz önceki yorumumda hiç sözünü etmediğim için ayrıca açmak istedim.
Tekrar sevgiyle :)
Şiirde matematik kullanımı..
Böyle ilginç anlatıları içinde barındırabilir yapısı gereği şiir ve dünyadaki her alanı kucaklayan bir tavrı olmalı bence de.
:)
özelde bu şiire gelince; 'ab' sözcüğüne takıldım ilkin. Niçin bu kadar eski bir sözcüğü kullandığını merak ettim. Kulağa hoş gelen bir tınısı yok bence. Anlam kaybına da uğratıyor ayrıca sözcüğü bilmeyen yeni nesil için. 'Aşikar' gibi eski sözlerle de destekleniyor eski dil kullanımı ama 'aşikar' sözcüğü yerine kullanılacak yeni bir söz aynı etkiyi yaratmaz ve kulağa hoş gelen bir müziği var o sözün. Bu açıklamayı şunun için yapıyorum yüzeysel bir mantıkla eski yeni ayrımı değil benim niyetim. Şiirin matematiğinde bundan çok daha derin koordinasyonların yer alması gerektiğinin farkındayım. Buradaki ab ın uyumsuzluğu / elbette bana göre...
Şiirde genelde belirgin olarak dikkati çeken şey; şiirin tekrar tekrar finale koşması. Bitti derken yeniden başlayan hali, kinci kez , üçüncü bölümde yeniden tekrarlanıyor.
Hele ikinci bölümdeki 'bir de' şeklinde yapılan giriş; şiiri o noktada oldukça olumsuz olarak etkiliyor diyebilirim sevgili Ali. Ve aynı bölümün sonundaki 'yani' sözcüğü.
Şiiri düşüren bu tip sözcükler ve gidişattan şiiri kurtarmak başka deyişle emek harcamayı gerektiren yanlar var şiirde.
'yanlış yerinde ağlıyorsun kadın sen bu yalnızlığın ' gibi dizelerin
'içinde içimsiz su babında silkelenen kadının ' aşkının hatrına hiç değilse
Sevgi ve saygılarımla
Aynur Özbek Uluç
yani,
yanlış yerinde ağlıyorsun kadın sen bu yalnızlığın
Özeti bu galiba.
Tebrikler Ali Aydoğdu
Güzel şiiriniz için sizi kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta