kirpiklerinde nem
alnında dehşeti sabahsızlığın
içimsiz ab babında
silkeleniyorsun kadın
gözlerin büyüyor ufukta
dünya ayna elinde
aşikâr çıkmazların aslında
dilinde kırmızı güller
güzelliğini sorguluyorken
öptüğün yerde kanıyorsun
tuttuğun bardaktan
söylediğin şarkıdan akıyorsun
_da
anlaşılmıyorsun kadın
düşünmediğini yapmadıkça
bir de
arka bahçende simetrik gölgeler yürür
o gölgeler seninle övünür
ve akıttığın yaşta
heves adında korkak büyür
yani,
yanlış yerinde ağlıyorsun kadın sen bu yalnızlığın
pazarı bekle
vardır elbet satacak telaşı hazımsızlığın
.....Birinci Elden Mevsimsiz (ocak 2007 ilk baskı)
Ali AydoğduKayıt Tarihi : 31.8.2006 17:27:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kadın ve denklem.
Denklemin diğer tarafında ne var?
En fazla gözyaşı. Azalan oranda dünya. Azalan oranda ufuk.
Peki bu ne anlama gelir,
kadının dünyaya bir gözyaşı perdesinin ardından baktığının mı, (kederi dünya-sın-dan büyük)
sadece ağladığını, yakındığını bunun dışında çözüm üretmediğinin mi, (ufku dünya-sın-dan dar)
Bu şiirin karşısında çok uzun zaman geçirdim ben. Başlığa mı daha uzun süre baktım, şiire mi (denklemin açılımına) hiç bilmiyorum.
Her söylemi (akıcı ve güzeller) beni huzursuz eden bu denklemin içinde düşündüm, değerlendirdim.(ister istemez)
Elimde şu hüzünlü soru kaldı yine. Denklemin diğer tarafında ne var, kadını neye eşitledik biz?
Böyle sordum, çünkü şiirin böyle sorduğunu düşündüm.
Eleştirel,
kadına yükleniyor,
ne incitmek ne aşağılamak için.
' pazarı bekle
vardır elbet satacak telaşı hazımsızlığın'
Dünya, kadının pazarlık gücünün evvel ezel ve adamakıllı kırıldığı, bir yaban pazar yeri.
Fakat yavaş yavaş, artık kolay uzaklaştırılamaz bağımsız, (renkli, yaratıcı ve özgün) tezgahını kuruyor.
Bakalım gelecekte satışa çıkan telaştan ibaret mi olacak, bu şimdilik böyle.
**********
İşte bu şiir beni son derece huzursuz eden şiir.
Huzursuzluk benim dilimde harikadır.
Bu bir iletişim biçimi. (düşünce ve duyguya dayalı)Ve onunla ilişkiyi hiç kesmezsiniz.
Tıpkı hayat gibi.
Kutlarım sayın Ali Aydoğdu..
Döner döner yine anlarım. '
demiş ya sevgili Sinyali:)
İşte tam da bu nedenle gelmiştim sayfaya ben de şimdi sevgili Ali:)
Dönüp dönüp anlamak için.
Ve bir de gizli dileğim vardı. Bu şiiri sinyalinin okuması ve yorumlaması. Neler söyleyeceğini merak etmiştim eni konu. Bir kuş kulağına fısıldamış olmalı ki ( emin ol, kesinlikle ben değilim)), şimdi sayfada görmek inanılmaz mutlu etti.
Bu şiire yorum yazdım ama üzerine düşünmem bitmedi çünkü. hani tekrar tekrar finale koşması konusunda nasıl düşüneceğimi bilememiştim ya. ilk intibaım paradigma gibi bize belletilenler doğrultusunda oldu ( Aşağıdaki yorumumdan anlaşıldığı üzere) Ve bazı şeyleri 'bu böyle olmalı' diye kural gibi öğrenirken koşulsuz, sorgusuz kendini de aynı şeyleri söyler buluvermek pek mümkün))))
Sorgulama süreci, 'konu ile karşılaştıkça üzerinde düşünmeyi beraberinde getirme' ile başlıyor.
Sayfaya gelmeden önce düşündüklerim şunlardı biraz evvel. hayatın aynası değil midir şiirler? Ve hayat, defalarca kez her bir bölüm için sanki içinde bulunulan anda kendisi bir 'son'muş gibi yanılsamalar sunar bize. Oradan bakarak düşünür, taşınır; tavırlar alırız ama bitmez. Bunu da zaman gösterir yine. O halde şiirlerin niye illa bir giriş- gelişme- sonuç bölümü olmak zorunda.
Hem de tam benim gibi genelde şiirlerinin ucunu açık bırakmayı düşünen ( seven demeli belki de) birisi bile 'bu şiir tekrar tekrar finale koşmuş, böyle olmamalı' gibi bir önyargı ile düşünebiliyor. Baksana:)
Bu düşüncelerimin cevabını yine aynı şiirde tam da düşüncesini merak ettiğim beyinden yanıtlandığını görmek ayrı bir keyif şimdi.
Nehir gibi gerçekten de şiirin.
Yansımalarına baksana okuyucuda.
Sevgilerimle
Aynur Özbek Uluç
böyle şiirleri içmeye kıyamaz insan içinden akan su eksilir diye
İçimsiz su kapısında beklemek budur diyorum şaire inadına bir nazire ile..
Şair ve kadın..Böylesi şiirlerin başına ve sonuna eklenecek hala bir çok dizenin var olduğunu hissederim her zaman.
Büyülü fenerler gibi olmuş her dize şiirde. her fenerin ışığı diğer fenerlerin arkasında gölgeler oluşturmuş ne güzel.
Hele en son iki dizenin sonunda oluşan alacakaranlık için acaba diyor insan..
Acaba ,akşamın geceye doğru ilerleyen zamana mı yoksa gecenin sabaha doğru ilerleyen zamanındaki alacakaranlık mı buradaki?
Sabaha doru ise fecr i kazip mi, fecr i sadık mı?
Yoksa Nehr i Yunus'la buluşan bir derecik mi son iki dize..
Bezirganım , metaım yok
Alana satmaya geldim
Demiş ya hani..
İki pazarı düşünüyorum. hangisi çarşamba , hangisi perşembe pazarı diye.. Acaba birisinin geleceği, diğerinin kurulmuş olmasından mı belli olur.
Yoksa şeytan sancağını pazar yerine dikermiş, hem de tam hazımsız telaşların olduğu yere bunu mu anlasam şiirden.
Boş ver şair yazıp bırakmış buraya şiirini.. Artık benim o . İstediğim gibi anlarım..
Döner döner yine anlarım.
Sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (17)