İnce parmaklarından uzun ürkek saçlarına
Akşamdan sabaha
Ve kızıl örtüyle bulanmış geceye kadar
Sevmişti adam
Her gülüşünde ayrı bir mevsimdi
İnceden inceye ağır ağır doğan
Beni Az Sevin
Üç sevgilim beni çok sevdi
Kıyamazdı üşümelerime kasım aylarında
Ilk altı ay ayrılmadı hiç yanımdan
Sonra kara günler başladı
Karardı geceler
BIR FAHİŞENİN DESTANI
Ugruna rakı içilecek kadındı
Her yudumunda ayrı tatlar alınırdı
Dolgun dudaklarında bitmezdi sigarası
Ve her dumanı farklı tüterdi
Girerken koynuna türküler söylenir
ÇANAKKALE DESTANI
Mehmet oğlu ali
Henüz on üçündeydi
Çayıra değil düşmana koştu
Kaşları kara,alnı ak
Gözlerinden bir volkan koptu
Haberi gelir bazen sayfalarca dökülür
Çoğu zaman senden çalar
Ruhunu okşatır
Onun bunun birine
Sonra yorulur
Bitkin, durgun ve çaresiz
Ölümü gördük can pazarında
Yoksul ölüler,aç ölüler
Ve bazen bir yıkıntının altında
Ve bazen de bir merdiven başında
Alnı ak
Boynu bükük
İki şehir iki insan
Öyle bir kara sevda
Öyle bir zaman
Dağın yamacında
Açılmayı bekliyor bahar çiçekleri
Belki de seni beklediğim gibi
Ne için ağladı kadın
Ömrü bir kelebeğin ömründen de kısa
Bir Adam bekledi
Üç gün beş gün ve daha çok gün
Uzadı bakışları
Gözleri umutsuzluğu olmuştu yarınlarının
MONA CARA
Ne yapmalı insan
Gözlerine bakmadan dokunmadan
Ve Öyle uzaktan
Uzak dur aydınlığın arkasındaki karanlıktan
Uzak dur seni yanına çeken
SEVGİLİYE AĞIT
Karardı bulutlar birdenbire
Düştü yere sereserpe
Ay düştü gök düştü
Kıyameti ilk o zaman gördüm
Ciğerimden ciğer düştü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!