Girizgahım şudur bülbül avazlım
Yoluna fedadır serim
Ne eylersem har eylerim
Uzağa gidemem la'linden öteye
Cefalar çekemem senden ileriye
Dudağına hasret virane gönül
Soluma çizdiği yüreğin hatırına
Elin elime, elim hakka arştı gönül
Var iki cihanda da aşk-ı hak hatırına
Silme bu ulu destanı gönül
Olmaksa tek hüner aşk-ı meziyet
Gelmek ister dost gönül kapına
Cefalar çektirip de etme eziyet
Cefa-keş oldum gönül kapına
Hüsnü gülüm gel aç gönül çatını
Açmayan bir günün burukluğu,
Bitmiş bir gecenin hüznü.
Düşünceleriyle yakınlaştı.
Fincandaki son damla umut,
Onu da içti bitirdi.
Yüzünde süzülen bir damla yaş,
Haşa ki göremem zülfünden başkasını
Kemanına güftârım odur ki
Yar olamam senden başkasına
Yarenlerim iki çift dideden başkasına
Gönlüm hoş değil bu zemheri kışıyla gelen ayrılıktan.
Bu olmamalıydı kaderimi yazan kalem,
Bu olmamalıydı gözlerimizi gören sonuz uçurumlar.
Kaderime yazılan hikayatı yaşıyorum,
Umursamaz, bahtsız, sıkılmış.
Ayrılık ateşini soran dostlarım,
Neden kendi kendine yetemez insan?
Dört odalı bi evin, küçük bir salonu olsa,
Bunda kötü ne var ki?
Ekmeği olmayan bi mutfağı,
Mevsim çiçekleri olmayan boş bi fiskos,
Bir tane bile paltosu olmayan bi vestiyer,
Vücudun şehri geçirmez beni taştan
El değmemiş yarama değdi zalim hançeri
Sultan-ı gülistanım eyleme beni tan
olmadı yanımda ulvi rehberi
Lisanım anlamaz gönlün ne der
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!