Üflemekle Güneş Sönmez
Toplumsal kargaşa ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması, insanların kendini ifade etmedeki beceriksizliğinden kaynaklı! Bireyin toplumda "Doğru" kabul edilmiş belli kalıplara uymak zorunda kalması gelecek nesli de olumsuz etkiliyor! Birey, kendini toplumun kabullerine göre değiştirdiği için aslından uzaklaşır. Bir sonraki nesil ise bu aslından uzaklaşmış insanların kabullerini miras aldıklarından onlar da mevcut kurallara uygun davranarak kendilerini toplumda kabul görmüş "Doğru"lar üzerinden ifade etmek zorunda kalır! Kulaktan kulağa oyunundaki gibi; ilk söylenen söz, son duyana ulaşana kadar tamamen değişmiş olur!
Bu nedenle bazı öğretileri kutsama ve savunma mekanizması gelişir! Oysa Güneş üflemekle sönmez, doğru fikir zaman ve zemin bulduğunda açığa çıkar ve kendini gösterir. İdeolojik ya da dinsel bir fikir, eğer kendini gösteremiyor ise bahane bulmak yerine fikirde bulunan hata ya da eksiği görmeliyiz. Fikir eğer kutsanmışsa zaten eleştirilemez ve yanlış olduğuna dair yorum dahi yapılamaz. Yani doğruluğundan şüphe eden bile suçlanır! O zaman fikir tartışılmayacağı için dayatılacaktır. Doğru nakil edilip edilmediği bile sorgulanmaz! Hatta bazı fikirleri korumak için savaş vermek, karşı fikre yasak getirmek övülür! Fikir "Doğru" ise savaşmak neden? Fikre, fikirle saldırılırsa zaten iki fikir kapışır ve "İyi oynayan kazansın" mantığıyla güzel fikir çoğunluğa hitap eder. Bunu zorla kavgayla kabul ettirmek gelecek nesle kötülük yapmak olur. Çünkü doğru ve yanlış insan algısına görecelidir. Fikir sahibine açılan savaş yüzünden sorun çıkıyor zaten. Okunan bir şiirden mahkum olmak, ırksal veya dinsel (karşıt veya yandaş) söylemlerden hedef olmak gibi çok sıkıntılar toplumun açılımına mani olur...
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla