ben yine de mutlu görüneceğim
klavyenin tuşlarına basmadan
ya da ekrana dokunmadan
garipsenecek bir mutluluk olacağından eminim
dünyadan haberi yok bunun diyecekler
fotoğrafımı çekip atacaklar sosyal mecralara
artık kimin ağına düşerse
hiç kimse tek bir anlam dahi veremeyecek
fırtınalı bir denizde, battı batacak bir gemide
en sakin, en şık, en mutlu pozumla bakacağım
ufka doğru
ya delilikten ya saflıktan bunun tebessümü denilecek
yerel, bölgesel hatta küresel aktörlerin
en beğenilen paylaşımlarında
ve en çok da yorumlarda
güya yormaya çalışacaklar beni
çünkü bu zamanda yorgun bırakıyor yorumlar
ama nafile
ben yine de mutlu görüneceğim
tüm kıtalardan numune fotoğraflar bulup koyacaklar önüme
gelmiş geçmiş tüm fotoğrafların
en acı, en hüzün, en keder dolu olanlarını
nedense bunların hiçbirini görmediğimi sanacaklar
gözümde yansıyan pixellerin azlığından herhalde
ama ben duruşumu bozup da
bizzat yaşadım demeyeceğim
o fotoğraf karelerini ve ötesini
bir bana bakacaklar
bir de fotoğraflara
gamsızlığıma hükmedecekler
ben yine de mutlu görüneceğim
bedenim ve hatta beynim bile habersiz
içimde uçuşan kelebeklerden
her biri ne kadar acılar çekti kozasından çıkmak için
işte o kozalardı fotoğraflardaki
onlara bakıp içim kan ağlasın diye beklediler
ben yine de mutlu görünüyordum
birbirlerine baktılar da bir anlam veremediler
kimse dönüp de kelebeklere bakmadı
o kelebekler ki milyarlarca galaksiden sadece birinde vardı
ama kıymetlerini bilemediler
kanıksadılar mutluluğumu
sonra bir de güçlü görünmeye başladım
işte buna çok güldüler
bedenime baktılar; cılız, sıska, çelimsiz
ceplerime baktılar, bomboş
sağıma, soluma, önüme arkama baktılar
hepsini ebeledim, anlamadılar
çünkü daha önemli işleri vardı
her biri daha önemli bir işi olana bağlıydı
gönülden olmasa da
fikirler, bilgiler, düşünceler aradılar
beynimin tomografisini çekip
tüm uzman heyetler toplanıp çekiştirdiler
bir sağa, bir sola
kayda değer bir şey bulamadılar
iyi ki kalp doktoru yoktu aralarında
zaten onlar böyle işlerle uğraşmazdılar
kabaran göğsüme
dikleşen omuzlarıma
sıkılan yumruklarıma
bir anlam veremediler
ben hem mutlu hem güçlü görünüyordum
tüm stratejik planları incelediler
amaçlar, hedefler, yol, yöntem ne varsa
hiçbir sayfada bulamadılar
ne bir paragrafta, ne bir cümlede
sualler sordular birbirlerine ve kendilerine
sordukça soruları arttı
en son bana sordular
tabi ki söylemedim
çünkü bu benim cevabımdı
ben hala mutlu ve güçlüyüm
onlar işi gücü bırakıp uykuya daldılar
artık güneş doğmayacak diye
halbuki hep yanlış gösteriyor
içine su kaçmış dijital saatleri
ben ise güneşin birazdan doğacağını görüyorum
dedim ya ufka doğru bakıyorum.
Kayıt Tarihi : 1.8.2019 11:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!