I. pars
uzun, sayrılı bir gündü
ve yağmur göğü giydiriyordu yalınkat.
geceyi burda geçirelim dedi, pars.
uçurumu dinledi bir zaman
ağaçları, dereyi…
Kalbimi kırdın yüreğimi kor ettin.
Zulumkar oldun beni candan bezdirdin.
Ben seni sevdikce sen hep naz ettin.
Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..
Aramadın bir kez olsun hatrım sormadın.
Devamını Oku
Zulumkar oldun beni candan bezdirdin.
Ben seni sevdikce sen hep naz ettin.
Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..
Aramadın bir kez olsun hatrım sormadın.
Bu mitsel imgenin prototipinin eski Doğu kültürlerinden gelmesi olasıdır.
Gene Yakutlarda kartal aynı zamanda demircilerle de ilişki içinde tasarlanır; öte yandan, demircilerin şamanlarla aynı kökenden gelme sayıldıkları da bilinmektedir (Sternberg, Adlerkult, s. 141). Yenisey Ostyaklarına, Teleütlere, Oroçilere ve bazı başka Sibirya halklarına göre, ilk şaman bir kartaldan doğmuştur ya da en azından meslek eğitimini ondan almıştır',
Şamanların sırra-erme öykülerinde kartalın oynadığı rolü ve şamanı sihir gücüyle kartala dönüştüren özel giysideki kuş biçimli öğeleri de hatırlatalım. Bu gözlemler bütünü, gökte oturan bir tanrısal varlıkla Dünyanın Merkezine (= Evren Ağacına) doğru sihirli bir uçuş kavramı çevresinde odaklaşan karmaşık bir simgeler dizgesini ortaya çıkarır. Bu simgeler bütünü daha sonra da birçok kez karşımıza çıkacaktır. Fakat hemen altını çizmemiz gereken bir nokta vardır : Şamanın göreve çağrılması olayında ataların ruhlarına düşen rol gerçekte, sanılabileceğinden daha az önem taşır. Söz konusu atalar, Kartal biçimi altında güneşi simgeleyen Yüce Varlık tarafından doğrudan doğruya yaratılmış olan mitsel 'ilk şamanın' torunlarından başka bir şey değildir. Ataların ruhları tarafından belirlenen bir şamanlık görevi bazan, mitsel bir illud tempus ('o zamanlar ... ') tan miras alınan doğaüstü bir mesajın aktarılmasından ibarettir.
Gold'larda ve Yakutlarda Şaman Seçimi
Gold'lar şamanı seçen koruyucu cin (tiyami) ile ona bağımlı olan ve şamana ayami tarafından bizzat bağışlanan yardımcı cinler (siıoen) arasında net bir ayrım yaparlar. Sternberg'e göre Gold'lar şamanla tiyami'si arasındaki ilişkileri duygusal-cinsel bir kompleks yardımıyla açıklarlar. Bu konuda bir Gold şamanı şunları anlatıyor (öyküsünün baş tarafı yukarıda, s. 48'de anlatılmıştı) :
' ... Bir gün acılar içinde yatağımda yatıyordum ki bir cin yanıma yaklaştı. Boyu yarımaarşını geçmeyen, incecik. ama çok güzel bir kadındı bu. Yüzü ve takıları tıpkı bizim Gold kadınlarına benziyordu. Saçları küçük kara örgüler halinde omuzlarına iniyordu. (Yüzünün yarısı siyah yarısı kızıl bir kadın gördüklerini söyleyen şamanlar da vardır.) Bu kadın bana şöyle dedi: 'Ben senin ataların şamanların tiyamisi'yim. Onlara şamanlığı ben öğrettim, şimdi de sana öğreteceğim. Yaşlı şamanlar birer birer öldüler, hastaları sağıItacak kimse kalmadı. Sen şaman olacaksın.' Sonra devam etti: 'Benim kocam olacaksın, çünkü şu anda kocam yok, ben de senin karın olacağım. Sana hastalıkları iyileştirmekte yardım edecek cinler vereceğim; sana bu sanatı öğreteceğim ve kendim de yardımcın olacağım. İnsanlar bize yiyeceğimizi getirecekler.' Çok şaşırdım ve korktum, karşı koymak istedim. 'Dediğimi yapmak istemezsen, dedi bana, kendin bilirsin; seni öldürürüm.'
'O zamandan beri de evime gelip gidiyorum. Onunla kendi karımmış gibi yatıyorum, ama çocuğumuz olmuyor. Bir tepenin üstündeki kulübesinde, kimsesiz, tek başına yaşıyor.
Ama sık sık konut değiştiriyor. Bazan yaşlı bir kadın veya kurt şeklinde de görünüyor, bu yüzden insan ona korkmadan bakamıyor. Ara sıra kanatlı bir kaplan biçimine girip beni alıp götürüyor, dünyanın çeşitli yerlerini gösteriyor. Böylece sadece yaşlı erkek ve kadınların yaşadığı dağlar, sadece gençlerin yaşadığı köyler gördüm. Bunlar Gold'lara benziyorlar ve Gold dili konuşuyorlar. Bazan kaplana dönüştükleri de oluyor, Şu sıralar ayarni'm evime öncekinden daha seyrek geliyor. Beni eğittiği zaman her gece geliyordu. Bana üç yardımcı verdi: jarga (panter), doonto (ayı) ve amba (kaplan). Bunlar beni düşlerimde ziyaret ederler ve şamanlık yaparken de ne zaman çağırsam hemen çıkagelirler.Biri gelmeyecek olsa duami onu gelmeye zorlar. Ama kimilerinin ayarni'nin buyruklarına bile karşı geldikleri söyleniyor. Şamanlık yaptığım sırada tamamen ayarni'nin ve yardımcı cinlerin bağımlısı olurum; duman ya da ıslaklık gibi içime işlerler. Ayarni içimdeyken benim ağzımdan o konuşur ve her şeyi yönetir. Aynı şekilde, sukdu'an (yiyecek sunuları) yerken veya domuz kanı içerken (yalnız şaman bunu yapabilir, sıradan kişiler dokunamaz bile de aslında yiyen ve içen ben değil odur .
Bu şaman özyaşam öyküsünde cinsel öğelerin önemli bir rol oynadığı bellidir, ama bir noktayı gözden kaçırmamak gerek: ayarni sadece cinsel ilişkide bulunmak dolayısıyla 'kocasını' şaman yapmış olmuyor; 'koca'sının dinsel statüsünü değiştiren ve onu yavaş yavaş şamanlık' görevine hazırlayan, ayarnı nın verdiği yıllar süren gizli eğitim ve esrimeli öbür dünya yolculukları oluyor. Az sonra da göreceğimiz gibi, herhangi bir kimse böyle kadın-cinlerle cinsel ilişkide bulunabiliyor, ama bununla her zaman şamanların sihirsel/ dinsel güçleri elde edilmiş olmuyor.
devamı var...
İşte Buryatlardan bir anlatı : Başlangıçta sadece batıda Tanrılar (tengri) ve doğuda Kötü Ruhlar varmış. Tanrılar insanı yaratmışlar ve insan, kötü ruhlar yeryüzüne hastalık ve ölüm saçıncaya dek mutlu yaşamış. Tanrılar hastalık ve ölümle savaşmak üzere insanlara bir şaman armağan etmeye karar vermişler ve Kartalı göndermişler. Ama insanlar onun dilini anlamamışlar, zaten alt tarafı bir kuş diye güvenememişler de. Kartal geri dönüp' Tanrılardan kendisine konuşma yetisi vermelerini ya da insanlara bir Buryat şaman göndermelerini istemiş. Tanrılarsa Kartalı. yeryüzünde rastlayacağı ilk kişiye şamanlık yetisi vermesini buyurarak, tekrar dünyaya göndermişler. Kartal yere inince bir ağaç dibinde uyuyan bir kadın görüp onunla çiftleşmiş. Bir süre sonra kadın bir oğlan doğurmuş ve bu çocuk 'ilk şaman' olmuş. Değişik bir anlatışa göre ise, kadın Kartalla çiftleşince ruhları (cinleri) görmüş ve kendisi şaman olmuş...
Bu nedenle başka bazı söylencelerde de bir kartalın ortaya çıkışı şamanlığa çağrılışın belirtisi olarak yorumlamr. Bir gün sürüden koyun çalan bir kartal gören bir Buryat kızının bu belirtiyi doğru anlayarak şaman olmak zorunda kaldığı anlatılır. Bu kızın sırra-ermesi yedi yıl sürmüş; ölümünden sonra da sajan 'ruh, cin', 'put' olup çocukları kötü ruhlara karşı korumayı sürdürmüş'',
Turukhansk Yakutlarında da kartala ilk şamanın yaratıcısı gözüyle bakılır. Fakat kartal ayrıca Yüce Varlık, Ajı ('Yaratıcı') veya Ajı Tojen ('Işığın Yaratıcısı'') adlarını da taşır. Ajı Tojen'in çocukları, Evren Ağacının dallarına konmuş ruh-kuşlar olarak tasarlamr.Ağacın doruğunda olasılıkla Ajı Tojen 'in kendisini simgeleyen çift başlı KartaL, Tojon Kötör ('Kuşlar Beyi'') bulunur/, Yakutlar, birçok başka Sibirya halkları gibi, Kartal ile kutsal ağaçlar, özellikle huş veya kayın ağacı arasında ilişki kurarlar. Ajı Tojen şamanı yarattığı zaman gökteki malikanesine sekiz dallı bir huş ağacı da dikmiştir ve bunun dallarında, içinde Yaratıcının çocukları bulunan yuvalar vardır. Ayrıca yeryüzüne de üç ağaç dikmiştir ve bunun anısı olarak şamanın da, yaşamının bir anlamda yaşamına bağlı olduğu bir ağacı vardır'. Şamanların sırra-erme rüyalarında adayın, doruğunda Dünyanın Beyinin bulunduğu Evren Ağacının yamna götürüldüğünü anımsayalım. Bazan bu Yüce Varlık bir kartal biçiminde tasarlamr ve ağacın dalları arasında geleceğin şamanlarının ruhları bulunur.
devamı var...
uzun, sayrılı bir gündü
ve yağmur göğü giydiriyordu yalınkat.
geceyi burda geçirelim dedi, pars.
uçurumu dinledi bir zaman
kaçtığ, saklandığı burada belli
Bir zaman peygamber de mağaraya sığınmıştı
şaman kartal ve pars fiziksel olarak birlikte değiller
içsel olarak olarak birlikteler
'dedi, sabaha diner fırtına. '
Ve nihayet herkes susacak
fırtına dinince ben asil vuruşu yaparım diyor
pars yerdeki kuvveti,koşan yakalayan,kartal havada ki gören avlayan
şaman ise insan
Şair diyorki ben sizi kartal görüşümle görüyor,pars çevikliğimle avlıyor,şaman görüşümle çözüyorum
Güne gelen bu güzel şiirin usta şairini kutlar seçici kurula teşekkür ederim
anlamlı güzel bir çalışma umut etmek hisstmek paylaşmak üçlü bir ruhun sentezi gibi. yarınlarda umut var elbet.
Günün şiiri sayfasına, konuyla ilgisi olmayan 'özel'den yazışmalarımızın 'son kısmını' taşıyan NURANİ isimli şahsa diyeceğimizi demişiz de; onun bu tutumuna başka yerde bir zamanlar aleyhimizde yazmış ve şimdi dost olduğumuz br kardeşimin taşlamasını taşıyan BALASAN GENCELİ arkadaşıma ne oluyor?
Doğrusu burada GÜNÜN ŞİİRİ dışında herhangi bir konuya girilmesine karşıyım. O yüzden cevap da vermek istemiyorum.
*
Şiir tahlili konusunda yetersiz olanların, konuyu başka taraflara çekmelerini de anlıyorum...
*
Herkese selamlar, saygılar...
Of ...ambalajcı of , edep deyip dışarı
Arkana takıp , onbeş yirmi kaşarı
Yüreğim yeter , Hak yolunda DİVANEYİM
Gel, meydana gel , gülce/mal/ini göreyim
-
Nebbaş olma , medet umma eski'lerden
Ahkam kesme , oturduğun seki'lerden
Yüreğim yeter , Hak yolunda DİVANEYİM
Gel, meydana gel , gülce/mal/ini göreyim
-
Beş kitabı okumayla , olunmaz çırak
Pahalı gelir , kel başa şimşir tarak
Yüreğim yeter , Hak yolunda DİVANEYİM
Gel , meydana gel , gülce/mal/ini göreyim
-
Taş medrese , Yusufiye karıştırmışsın
Kendine , ne payeler yakıştırmışsın
Yüreğim yeter , Hak yolunda DİVANEYİM
Gel , meydana gel , gülce/mal/ini göreyim
-
O andığın yerlerde , kazılıdır adım
Ömrümün çoğunda , hep orasıdır yad'ım
Yüreğim yeter , Hak yolunda DİVANEYİM
Gel , meydana gel , gülce/mal/ini göreyim
-
Ben deyip durma , adını eller koysun
Sen beni bilmezsin , arkadaşların sorsun
Yüreğim yeter , Hak yolunda DİVANEYİM
Gel , meydana gel , gülce/mal/ini göreyim
-
Konya /Mamak/İzmir , eski talebesiyim
On beşimde , deli ,şimdi DİVANEYİM
Bizim yataklar , hala orada dürülü
Gel , meydana gel ,gülce/mal/ini göreyim.
Al sana Aysel Al, önsöz yazayım, gel başıma Aysel al'ım balım peteğim de azayım. Ben şair, araştırmacı, ben kaşif,edip eleştirmen. celep herşeyim. Gülcemalim benim.
Günün seçme!.. şiirlerinden bir örnek.
Fırtına zor diler.Fırtına belki diner.Çok anlamadım aslında.Degişik buda birşey güzel diyelim.
Seçiciler iyi seçmiş (!) , bu emsalsiz şiiri...(!)
Gelin maşallah deyin; yazana seÇene de siz...(!)
Günün şiiri seçilmek haketmiş birde biri...(!)
Şâiri (!) de beyinsiz , seçiciler (!) de beyinsiz...
malaklar güzel hayvan.. malaklar daha körpe
uzanırlar çayırlara.. manda gibi sere serpe
kırpa kırpa hadım ettik.. biz gökteki yıldızları
baldızına selam söyle.. alsın ele cımbızları
pembe yanak özellikle.. fondöten çek ver allıklar
arasan hiç bulunurmu.. şu bizdeki krallıklar
sen kralsın baban kral.. öküz kral danan kral
sermayesi kurşunkalem.. yarısını sende kır al
kralını yazıyoruz.. verip manzum eserleri
kalemini yontuyorsun.. vura vura keserleri
eser dediğin nedir ki.. madırgası kara bağır
birbirini ağırlarız.. beri gelsin körü sağır..
ağır ağır çık merdiven.. az dişini sıkacaksın
vur kürsüye yumruğunu.. ortalığı yıkacaksın
harcamana gerek yok ki.. çabaları emekleri
helal olsun bedavadan.. çorba ile yemekleri
malaklar güzel hayvan.. üstelik çok sempatiktir
malaklar çeviktirler.. hızlı koşar pek atiktir
kıta kıta dize dize.. mısralarla süsle beze
mezelerin alkış şakşak.. korkma döndürmez obeze
azamet bünyede hasar.. şair yanın ağır basar
mahlasın malak olmalı.. forumlara günlük asar
yüreğine sağlık ulan.. kalemlerin daim olsun
sayende bir şiir tattık.. suyu çeşme kadar bolsun..
.. gürül gürül akıyor.. pes yani.. doğrusu ben bu kadar güzel bir şiir beklemiyordum.. siz masaya oturuyorsunuz..
.. önünüze beyaz bir porselen tabak koyuyorlar.. karışık birbuçuk pideniz için bekliyorsunuz.. tabak size siz tabağa bakıyorsunuz.. on dakika ara boşluk sonrası.. servis geliyor.. salata ayran yiyip içip kalkıyorsunuz.. bu çok güzel..
eskiden televizyonun internetin olmadığı zamanlar.. böyle belgesel olmadığı zamanlar.. panayırlar olurdu..
romen vatandaşlar bir kafese koydukları tilki.. kurt .. çakal gibi.. canlıları.. sergiler.. on kuruş karşılığında..
siz onların gözlerinde özgürlüğe karşı şiirleri okumak zorunda kalırdınız.. tıpkı şimdi ki değerli şairlerimizin özlerinde ki şiirleri okuduğunuz gibi..
özü güzel sözü güzel.. şairlerimizin eksikliğini hissettirme yarabbi.. okudum duygu seli garkoldum.. mendilim yetmedi.. koluma sildim gözyaşımı.. işte şair duyarlılığı bu.. insanlar yaşamaktadır mutsuzdur.. kısaca filmin konusu bu.. ve siz onu film sonunda ağlatır deşarj edersiniz.. yada çok mutlu edersiniz.. ikisi de başarıdır..
doğa çok güzeldir.. doğada kurbağa sesi dinlein.. haz verir.. kuş sesi .. su sesi dinle.. cırcır böceği ötsün.. haz verir.. malaklar doğanın parçasıdır.. buzağılar.. çok güzel ses çıkarır.. ve hatta bülbüllerin sesi hoştur.. rabbim başımızdan eksik etmesin doğayı.. doğallığı efendim.. aspava dilerim hepinize..
Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta