Ezanlar okuyor, çanlar çalıyor.
Yürekler yaralandıkça yaralanıyor.
Bir vahşet ki,
Kulaklarımda çınlıyor.
Bir ölüm,
En derin sancıyla
Bak yakıyor,
Yakıp da kül ediyor yürekleri,
En hassas yerinden…
Bir masal gibidir
Bazılarımızın yaşadığı.
Ve bir sabah vapurlarda insanlar yoktu,
Sadece yalnızlıkları vardı.
En güzeli siyah-beyaz televizyonlar.
Şimdiki aşklar,
Gazete manşetlerinde boy boy.
Akşam, Tuzhurmatu yine kanlar içinde.
Söylesene sevgilim,
Bana kendimi iyi hissettirecek
Bir şeyler söyle.
Aşkı sindiremedik mağrur bedenlerimize.
Göz açan bir muhalifin itirafı,
Sarsıyor vatanımızı raflardan çıkan
Tozlu dosyalarla birlikte
Sağır bir çocuk gibi.
İnsanın insana zenofobik tavırları,
Bel kemiğimi kırsa da
Beni benden alıp götürüyor,
Bambaşka diyarlara.
Sadece senli yeni bir dünya yaratıyorum,
Sevgiyi yudum yudum içen kalbimde.
Ve başımıza gelen hıncahınç belalar,
Küresel köyde havlatıyor köpekleri…
Yüzyıllardır batıya gidememiş
Ağaran tan yerinin çocukları,
Birer birer acı dökerek
Vahşi bir ulumayla
Doğu-batı savaşını dokuz doğurttu
Çölde gezen vaşakla birlikte.
Şimdi yürek yaramda,
Bir gökyüzü kadar renkli olmayabilirsin.
Ve bir güneş kadar da
Isıtmayabilir kalbim seni.
Fakat bil ki
Güzel gözlerini,
Gözlerim
Gözler…
Basite indirgesene sevgilim,
Yalın ayak o inatçı uğultuda,
Beni alabildiğine haykırarak.
Gitarın başına geçip
Fadiyezbemol
Yalnızlığımızı çalıyoruz,
Sürekli bizi izleyen ışığın altında
Çelikten bir arı gibi.
Vahşet kulak kesildi Anadolu’nun
Bağrı yanık yüreğine kımıltısız ve canlı.
Neden sonra dikildim sağanak
Savaşın cesetleri başına.
Bir kez de olsun görmedim,
Faili meçhul aşkları
Vadideki o ağaç gölgesinden.
Uçurumun kenarındayım
Ayağım kaydı kayacak.
Sorma bu bendeki,
Seneler öncesine dönüş özlemi.
Rüzgâr, beni pusulasız
Coğrafyalara savurdu savuracak.
Boş ver bu içimdeki,
Gerçek aşkı bulma endişesi.
Ve en tükendiğim anda
Yüreğim aşırı burkulmuşken,
Kasvetli geceleri delen yüzyılın cellâdı
İdam sehpasında beni itti itecek,
Daha seni bulamamışken…
Hiç durmadan döner dünya.
Titrek ay ışığı altında
Avucum bomboş.
Bir sigara dumanıyla birlikte
Seni de çekiyorum içime.
Ve aşka uzaklığımız,
Bir radyo istasyonundaki
Kayıp seslerden ibaret.
(ESKİCİ DERGİ/18.SAYI/MAYIS 2014)
Ahmet AvcıKayıt Tarihi : 22.5.2014 13:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)