Ne kadar oldu sana çığlıklarımın ulaşmayışı?
Ne zaman başladı kulaklarının sağırlığı?
Nefretinin kor ateşleri buharlaştırırken ruhumu,
Yağmurlar yağmadı mı saçlarına,
Ruhun kadar kara gözlerinde ışık çakmadı mı bir daha.
Ruhunun karanlık delhizlerinde sürünürken bedenim,
Hiç ışık umudu bırakmadın mı yaşamıma.
Hayallere bile dönüştüremezken en özleneni,
Neden senden bir umut bekledim ki.
Solan yaşamımın ucunda bulduğum ışığı
Neden bu nefretle, bu kinle, bu durmayan öfkenle,
Bu yokeden karanlığınla kapladın ki.
Şimdi nasıl incindi ruhun,
Işık mı acıtan derin karanlığını?
Karanlık uçurumun foyası mı nefretinin kaynağı?
Düştüğünde parçan kalamaz dediğin uçurum, sadece bir su birikintisi şimdi.
Ruhumun kara bulutları yok artık.
Pamuk helvalar taşıyor beni gökteki güneşe ve aya,
Çocuk kalbim koşuyor kırlarda.
Senin karanlığınsa gecede beni kolluyor umutsuzca.
Umutsuzluğum senin ruhunda gizli şimdi,
Kayboldu oradaki karanlık mağarada.
Kayıt Tarihi : 23.8.2007 11:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şafak Ayabakan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/08/23/ucurum-64.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!