Uçurtmalar uçuşurdu başımızda
Mavi göklerin derinliklerinde nazlı
Şarkılar mırıldanırdı çocuklar
Bahçelerde mor zambak kokusu
Nar ağacından kırmızı yağardı
Bilirdik ki Sultan Nevruz
Dilekler sağılırdı inek memelerinden
“Ak sütüne kurban” kuzu peşinde seğirttiğimiz
Bir bakıma sığırtmaçlıktı halimiz
Çıkınlarda haşlanmış yumurtalar
Yüreklerde mutluluk esintisi
Pinarlarından pelit ayıklayıp
Pınarlarından su içtiğimiz yaylalar
Sürmeşe’nin şenlendiği vakitlerdir
Ağaçların bedenine su yürüdüğü
Küçük kahvesinde nur yüzlü emmiler
Yolüstü toplaşan koyunlar, keçiler
Bir yanda çoluk çoçuk, ana baba, abi kardeş
Bir yanda süzüm süzüm süzülen gençler
Uçurtmasız bahar mı gelirdi
Sultan Nevruz mu olurdu
Yoksa Kuzukulağı keserdi ekşisini
Kedikulağı göstermezdi yalım o güzelim kadifesini
Sümbüller menekşeler renk vermezdi yoksa
Sevdalıklar yanmazdı böyle
Açılmazdı alacasında baharın gülleri
Üstümüzde el dokuması urbalar
Uçkuru dokuz boğum dokuz yamalı
Devir kara lastik devri
Fukaralığın ayıp sayılmadığı zamanlar hani
Sevgi gani sevgi sonsuz, her şey gibi
İnsanlık bir o kadar eski ve bir o kadar güzel
Kültür zaten böyle bişey
Sultan Nevruz gibi…
Adem Selçuk- 2008
Âdem SelçukKayıt Tarihi : 1.5.2008 10:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)