Kafamı kaldırdım. Bulutlara baktım. Hiç bu kadar güzel olduklarını fark edememiştim. Gökyüzü masmaviydi. Pırıl pırıl bir güneş, sanki özgürlüğümüzü ilan edercesine daha canlıydı. Bunlar çok yabancıydı bana.
Kuşlara özenmiştim yıllarca. Cezaevinin tepesinden geçerlerken, haykırırdım onlara.
“ Beni de alın yanınıza. Özgürlüğün ne olduğunu öğretin bana. Kanatlarınızda, dolaşayım dünyayı. Özgürce…. “
Anlamazlardı benim niye bağırdığımı. Hayal kırıklığıyla bakardım arkalarından. Bildiğim bileli oradaydım. Demir parmaklıklar arkasında. Kendime sorular sorardım; çoğu kez.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Sevgili Hülya hanımefendi öykünüzü okurken sanki aynı anları yaşadım ve çok etkilendim. bu güçlü kaleminizi gönülden kutluyorum. Bilal Esen
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta