Sen benim gökyüzümsün lütfen uçurtmalarıma zarar verme. Bil ki ilk terk edilişi uçurtmam tellere takılınca yaşamıştım.Ve hayat benim için ilk defa o zaman kördüğüm olmuştu. İlk defa uzaklara gitmek isterken uçurtmamla acılara bu kadar yakın düşmüştüm. Ben ki maviliği tercih ederken karanlığa mahkum olmuştum.
Oysa uçurtmam ne kadar yalnızsa o kadar yalnızdım. Çiçeklere değen rüzgarla gökyüzüne salmıştım yalnızlığımı. Kendimi her tarafı yırtılmış uçurtma gibi hissederken uçurtmam dallara takılmıştı. Yüreğim burkulmuştu ve içim zindana dönüşmüştü.
Çocuktum ufacıktım ilk defa uçurtmam dallara takılmıştı. Bütün ağaçlar keskin bir kılıç olmuştu. Benim en güzel duygularımı Koparıp atmıştı.
Uçurtmam geceye takıldı sonra. Karanlık her yanını sarmıştı. Ve ben gökyüzünde ışığı ararken karanlık yine gökyüzünden gelmişti. Uçurtmamı gecenin lacivert elleri yırtmıştı.
Rüzgarlara vermiştim ben uçurtmamı. Onlar da en olmadık yere bırakmıştı. Ben ilk defa terk edilişi hoyrat esen rüzgarlarla yaşamıştım. Uçurtmamı rüzgarın seline kaptırmıştım. Zaten ya rüzgarım olmamıştı ya da uçurtmam. İkisi de bir araya gelince uçurtmam dallara takılmıştı.
Ben ellerimi ilk defa o zaman sevmiştim. Gökyüzüne başım ilk defa uçurtmayla ermişti. Gözlerim maviliğe bezenmişti. Oysa uçurtmamım ipi parmaklarımın arasından kaymıştı. Umutlarım yeşerirken gökyüzünden ipi ellerimde kalmamıştı.
Sen benim gökyüzümsün lütfen uçurtmalarıma zarar verme. Bu gece mehtabı topla. Yıldızları as kenarlarına. Ben koşayım yeryüzünde sen rüzgarınla sal uçurtmamı gecenin sessizliğine. Uçurtmam yırtılmasın hoyratlığınla. Yağmurları tanıt bana.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.