Kalabalığın içindeki sakin çocuk,
Elinde unutulmuş elma şekeri.
Siyah-beyaz bir resim gibi donuk,
Uçurtmaları izleyen iri mavi gözleri.
İsterdi onun da bir uçurtması olsun,
Minik pembe kuşlara yolunu sorsun.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
BU KADAR DUYGULANACAĞIMI BİLMEZDİM AMA BENİ ALIP ÇOCUKLUĞUMDAKİ O YOKSUL YILLARA GÖTÜRDÜN GÜNEŞİN ALTINDA SAATLERCE BAŞKALARININ OÇORTMASINI SEYREDİŞİM GELDİ GÖZÜME KUTLARIM
Sevgili Aylin.Şiirin serbest şiir.Küçük bir çocuğun iç dünyasına güzel inmişsiniz. Acaba diyorum küçüklüğünüzdeki özlemlerinizde varmı içinde. Tabiki sonuna kadar bir anlam bütünlüğü yaratmışsınız.diğer şiirlerinizi okumadım ama sanıyorum size özgü bir içerik yaratmışsınızdır.Böyle olmasıda istenendir esasında.Sevgilerimi sunuyorum.
GÖZÜM ÜSTÜNDE 3/9/2002
Gözüm üstündeydi
Kaçamak bakışlarını yakaladığımda
Çocuğun açtı sen çaresiz
Gözüm üstündeydi
Kendi açlığımı unutup
Sana ağladığımda
Ahmet Canbaba
Çok beğendim, tebrikler, kaleminiz daim olsun..
..Çok güzel duygusal bir şiir.Başarınızın devamını dilerim...........TEBRİKLER...
Benim hiç uçutmrm olmadı.Aslında çocukluğumu yaşayamadım ki...! Çocukluk özlemleriyle yüklü bu güzel şiirini ilk tam puanla kutluyor,başarılarının devamını diliyorum.Bu duygulu yüreği ve güçlü kalemini Çukurova'nın Gülleri Grubum'a beklerim.Selam ve sevgilerimle...
240-ÇOCUKLUK YILLARIM
Gönlümde tatlı hâtıraların,
Buruk buruk acılar var içimde.
Hepsi de senin ve kötü kaderimin hüneri.
Susmak bilmeyen doyumsuz umutlarla,
Buram buram sevda kokan,
Hasret yüklü,aşk dolu,
Umutlu özlemlerin var gözlerimde.
Yürekleri dağlayan yanık bir türkü misali,
Ne de çabuk geçiverdiniz,
Siz ey çocukluk yıllarım!
Seni hatırlatır bana pervasızca,
Sokakta gördüğüm her çocuk,
Ve işittiğim her 'anneciğim' sözü!
Özlem ve gözyaşı dolup taşardı,
Her bayram sabahı.
Ama yine de güzeldi seninle bahar,
Çiçekler seninle hoştu.
Ne şirindi seninle kuşlar,
Uçurtmalar seninle sarhoştu.
Ama inan ki tatlı meleğim,
Şimdi huzur iyice bozuldu.
Saçlarda ağartılar,
Alında kırışıklar,
Gözler altında mor halkalar,
Ve yüzde çizgiler arttı.
Ama hiçbir şey,hiçbir şey,
Seni bana unutturamadı!
Nazım İNCE
Çukurova'nın Gülleri
Şiir Grubu
Minik pembe kuşlara yolunu sorsun.
özgürlüğün diğer adı idi aslında, masmavi göğ'e sitemdi, dalgalanmalar...rüzğara asilikti, salınımlar..
tebrikler...
Duygusu çok yüklü bir çalışma. Kutluyorum.
İsterdi onun da bir uçurtması olsun,
Minik pembe kuşlara yolunu sorsun.
Evde ödev yapamayacak kadar yorulsun,
İpi tutan minik şekerli elleri.
...güzel bir şiir tebrikler efendim...saygılarımla...Mehmet Karlı
çocukluğa özlem hayatın yaşanmışlıklarına geri dönme şair yüreklerin olduğu gibi her insanın saflığa duruluğa yalınlığa bir göndermesidir...Çok güzel betimlemelerle yansıttınız...
başarılar dilerim size...sevgilerimle..
Tebrikler. Şair insanlığı (sorumluluğu) mı desem, Mutlu olmayı huzura ermeyi nerede arayacağını bilmek mi, ya da mutluluğu yapabilmede aramak mı desem; çesitleme iz düşümlerini sordurtan duyarlıklı ve etkileyici bir anlatım tarzında yapılmış hoş, güzel bir çalışma. Çocuk sevgisince şiire bakabilmek olmuş bitiriş.Tekrar kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 57 tane yorum bulunmakta