Kara sabanın ardına takılma vaktidir
Boyunduruk öğrendire saban demiri
Zevla teker kayış çemberi oku yivi
Doğduğumuzda bilirdik mısırı buğdayı
Babamızın ağabeyimizin amcamızın
Bir ay maden ocaklarında bir ay köyde kaldığını
İş bölümü kendiliğinden ayrılmıştır köyde
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




eline gönlüne sağlık üstadım zevkle okudum şiirini. içten duygularla tebrik ediyorum.
Kıymetli şairimi ve güzel dizelerini yürekten kutlarım.Tebrik ve selamlarımla.
Anadolu insanı çabuk büyür iş çoktur , güzel anlatımdı yüreğinize sağlık , saygılar + ...........asena
Duygu dolu anlamlı bir çalışma
yüreğinize sağlık tebrikler Muharrem bey.
Duyguların özünde,
kurgulanmamış anlarda olalım.
Aşılır güçlükler,
aşınmamış işlenmiş sevgiyle
kucaklaşalım diyor gönül sesiniz.
Her zamanki gibi Harika dizeler Saygılarımla
Bazen duygular vardır hayat serüvenimizde gönlümüze başrol olarak seçtiğimiz.duygular vardır, yüregimizde kare kare işledigimiz.. yıllar sonra unatamadıklarımızı hatırlattı.şiir gibi bir şiir okudum ve duygulandım .. kutlarım efeindim saygılarımla listemde...
Onca yıl öncesini bu kadar ayrıntıyla anımsayabilmek muhteşem bir hafıza güzü her şeyden önce. Hele de tatlı ve akıcı bir serbest şiir dili olunca keyifle okunacak bir şiir olmuş. Kutlarım Muharrem bey... Bakalım kaçıncı sıfa kadar devam edecek bu seri şiir... Nice mutlu yıllara... Esenlikle...
Kimden : Dost Şeref (Bay, 64)
Kime : Muharrem Akman
Tarih : 28.12.2014 00:34 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Yeni bir şiirmle herkese iyi günler
toprak ve köy kokulu nadide bir eser okudum saygın kaleminizden üstadın ne kadar uzunsa o kadar da akıcıydı yalın ve sade bir dil kutluyorum üstadımı
Folklorik bir hazine gibi şiir.. Bir dönem bütün çıplaklığıyla dile gelmiş
üstadın kaleminden manzum bir tasvir mahiyetinde
Eyvallah
İkinci sınıftan üçüncü sınıfa geçince işler de büyüyor, sorumluluklar da demek ki...
İşte 'köy...' İşte üreten insan.. İşte emek...
Öyle 'söğüt gölgesinde yatarak' büyümek yok... Her yaşın bir görevi, aileden her kişinin alınteri olacak.......
Çok etkili bir anlatım.. Kutlarım Muharrem Bey, Kardeşim..
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta