3-] Bizden yana, hamasi bir söylem olan, ılımlı İslamcın da kofluğu ortaya çıkmıştı. Şimdiki süreç, sanki bir aslan terbiyecisinin (müstevlilerin) aslana (dinamik ama geri bıraktırılmış ülkelere) demokrasi (!) götürmesi gibi idi. Nasıl aslana verilecek tutumla amaç, aslanın üretim, tüketim hareket mantıklarının kendi olgunlaşışlarından yoksun kılınışlarıyla, aslanı şartlı refleksti güdümlemektir. İşte emperyalistin gayretleriyle; demokrasisi inşa olmayacaktı. Ve demokrasisinin üretim, tüketim gibi girişendi, hukuki dayanak ve paylaşımlar gibi düzen ilişkisi ayaklarından yoksunluğu olan bir demokrasinin, hak, hukuk ve özgürlükleri (!) götürülmekteydi!
Şimdilerin eperyalistçe demokrasisi ve emperyalistlerin demokrasi götürülmesi, bir fitne idi. Sosyal, öznel, halktı etnik kimlikti yapının üzerinde oynaşılıyordu. Oysa etnik yapı, tarihsel gelişim ve bileşim süreci olacakla sembol eşen tek başına ilkel bir yapıdır. Süreç içinde bileşen unsurun tarafları olan her biri, bin yılların yalın ve nicel süreç azınlıklarına yeniden kimlikler tanımanın halktı anlayışlı olan nifakı sokuluyordu. Bu etnikti gericilik güya, yükselen değer olmasıyla; neşvü nema buluyordu! Bunun diğer misyonlar gibi kendi içinde kapalı olmayan, açıktan bir uluslararası sıkıntısı da vardı. Bu garabetin töhmetini, her emperyalistler ve gelişmemişler gibi biz de taşıyorduk! Aktörlerde sıkıntı yoktu. Ve bu süreç bizde, tek yanlı, düşük yoğunluklu, kontrollü bir mekanizmayla sürüyordu.
Hâlbuki, toplumsal üretim ve toplumsa tüketimlerinin teknolojik araştırma geliştirmesini henüz tam olacakla düzenleyememiş ve bu iliş kinliğin bağıntılarını örüntü eşememiş toplumlara; hak, hukuk, demokrasi nasıl götürülür idi? Aç ve parasız pulsuz insanların; demokratik hakkı olan söz gelimi gezip görme gibi bir hakkı, gezip görme gibi bir hukuka denk düşer seyahat etme özgürlüğü nasıl oluşurdu?
Söz gelimi, kişi başına 50 000 dolarlık yıllık gelir dağılımı olan ve bol enerji tüketimi olan, İsveçli bir yurttaşın hak, hukuk, özgürlük gibi demokratik sağlayıştılarını kıyasladığımızda; şimdiki verimli enerji kaynakları üzerinde olup da, sözde ehli eşme götürülen sömürülen toplumlara; gelir dağılımı olmayan yerlere; gelir dağılımlı, ilişki düzeni olan demokrasiyi götürülmekle bu yücel cim nasıl sağlanacaktı?
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta