Üçüncü Cemre
(Bir Vicdan Çağrısı)
Yüzünde derin çizgilerle,
tüm yaşanmışlığıyla bir kenara atılan
yaşlı adam uyandı uykusundan.
Bayram sabahıydı o sabah;
ne elini öpmeye gelen bir çocuk,
ne de eski bir dost aradı o sabah.
Yorgun, çaresiz gözleriyle iç çekti derinden.
İki damla yaş döküldü camlaşan gözlerinden:
Biri geçmişte yaşadıkları,
diğeri yaşayamadıkları için.
Geçmişten günümüze misafirdi o damlalar.
Yaşlı elleriyle yaşlarını sildi
yaşlı adam.
Yaşlı elleri,
yaşlı...
Eski bayramları düşündü bir an:
Ne olurdu çocuk olabilseydim yeniden?
Şeytan uçurtmasının peşinden koşan,
kukalı saklambaç,
güvercin takla,
misket oynayan...
Hiç yorulmayan, zamandan bile hızlı koşan,
buram buram ter kokan,
derslerine hep çalışan, sınıfta “en birinci” olan...
Ne olurdu?
Sordum: Bayram nedir?
Duraksadı birden; sıralamaya başladı düşündüklerini, hiç kesmeden:
Bayram, nefes alabilmektir.
Bazen alabildiğine koşmak,
bazen hiç susmadan konuşabilmektir özgürce.
Bazen korkusuz bir dost selamıdır.
Bazen sımsıcak ekmek kokusudur yoklukta,
sıcak bir çorbadır soğukta.
Bir tomurcuğun çiçek açmasıdır,
belki de bir gaddarın gözyaşıdır...
Sevebilmektir; insanı, doğayı, hayvanı...
Sevdiğini söyleyebilmektir.
Özgürlüktür; özgür kalabilmektir.
Birliktir; bir ağaç kökünün toprağa nüfuz etmesi gibi kenetlenmektir.
Fazla geç kalmamak gerek;
birazdan üçüncü cemre düşecek...
1 Haziran 2013 – Kayışdağı Darülaceze
UNLBBCN – Umut Engin Deniz
Umut Engin Deniz
Kayıt Tarihi : 9.4.2008 14:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bayramlar herkes için aynı değildir. Kimi için bayram; bir adım yürüyebilmektir, kimi için bir kelimeyi dile getirebilmek, kimi için ciğerlerine dolan bir avuç oksijendir. Ve çoğu için, sadece birinin kapısını çalmasıdır. Unutulan annelerin, terk edilen babaların, yalnız bırakılan nice yaşlının iç çekişleri duyulmaz. Ama bir gün, üçüncü cemre düşer. Ve o cemre toprağa değil, en çok insanlığın vicdanına düşmelidir. Gaddarlık, yalnızca kötü sözle, kötü niyetle değil — mirasa çökmekle, ‘daha iyi bakılır’ bahanesiyle Darülaceze’ye bırakmakla başlar. “Çok yaşadı, olsun… o da kurtulsun biz de,” diyenlerin rahatlığıdır. O yaşlı gözlerden dökülen yaşlar, belki bir gün insafa gelirler diye tutulan son umuttur. Bu siir ve bu bildiri, bir daha hiçbir bayramda, hiçbir yaşlı "unutulmasın" diyedir. Çünkü herkes bir gün yaşlanır. Ve herkes bir gün birinin üçüncü cemresi olur. Yaşlanmak ve ölmek tartışmaya kapalı iki gerçektir. Bir gün hepimiz bu gercekle yüzleşeceğiz.
bazen alabildiğine koşmak,
bazen hiç susmadan konuşabilmektir özgürce,
bazen korkusuz bir dost selamıdır,
bazen sımsıcak ekmek kokusudur yoklukta,
bir sıcak çorbadır soğukta.
Bir tomurcuğun çiçek açmasıdır.
Belki de bir gaddarın gözyaşıdır, şıpır şıpır.
Sevebilmektir bayram.
İnsanı; doğayı, hayvanları,
sevdiğini söyleyebilmektir.
Özgürlüktür bayram;
özgür yaşamaktır,
özgür kalabilmektir.
ŞİİR-ŞİİR-ŞİİR...
TÜM YORUMLAR (28)