Ömrümde bahar oldu mu bir sor
Sonra gel sen bul
Gelişinin anlamını adını da sen koy
Sana gel benim yarim ol demedim
İkinci bahar bile bitmiş
Gel şu cenazeyi kaldır da demedim
Az buçuk bir şey istedim
Habersizce bir kiraz mevsimi
Bir gece yarısı düşüverdim dilinden
Bunaltan sıcaklarda yağmur müjdesi
Beyaz bulutlar gibi
En ivedisinden bir imdat gibi
Seni istedim
Çok uzak yolların yolcusuydum
Kapına geldim duruldum
Gönül sarayının ebedi misafiri oldum
Senle olsun buradan öte yollar
Geleceği dönüşlere haram etmeyelim
Benim bütün baharlarım sen ol istedim
Üçüncüden başlasın sonuncusu olmasın
Bizimkisi çok farklı olsun istedim
Kışımızda olsun yazımızda
Ama baharlarımız seninle başka olsun istedim
Senin gelişin
Dudaklarımda yeniden canlanan
Çocukluğumun tebessümü
Çölde tek damla suyum
Kuru ekmeğime soğan
Tükenişimin ilacı umutlarım
Karanlıkta kaybolan çığlıkların sessizliği
Göz yaşlarımın intiharı olsun istedim
Sana çikletten çıkmış
Gazoz kapağında yazılmış gibi
Yalnızca sevdamla gelmemek
Sana çok eskilerden gelmek
Bendeki her şeyi getirmek istedim
Misketlerimi topaçlarımı
Teksaslarımı tommikslerimi
İlk okuldaki aşklarımı
Öğretmenime hayran bakışlarımı
Okuldan kaçmalarımı
Bir okul çantasına koyup
Getirmek
Üniversite yıllarımı
Haytalıklarımı sarhoşluklarımı
Evliliklerimi boşanmalarımı
Mutluluklarımı hüzünlerimi
Kaybolup gitmelerimi
Sonra kendimi bulmalarımı
Bir deftere kaydedip sana getirmek istedim
Sonra geçip karşına
Senin hangi zamanda geldiğini
Neden sen olduğunu
Seni neden sevdiğimi anlatmak
Sendeki çantayı ve defteri de alıp
Bir bavula koymak
Sonra elimi uzatıp eline
Seninle çok uzun bir yolculuğa çıkmak istedim
Bu yolculukta soluklandığımız bir mekan olsun
Adı da üçüncü bahar meyhanesi olsun istedim
Sönünce meyhanenin ışıkları
Gelince müzikle gölgelerin aşkı dile
Masa atalım yorgun kapının önüne
Fesleğenler düşsün bırak dokunma
İki çay bardağı rakı koyalım
Mezede yorulma
Bak kuşlardan iki lokma peynir kalmış
Hatta birazda aşk bulaşmış
Gelir yada gelmezler
Mum ışığına kapılan dostlarda
Ateşe yanan pervanelerde olsun
Yanımızda bize şahit
Köhne duvar asırlık kapı dursun istedim
Derdimin devası sensin sevgili
Fasl-ı muhabbeti kısa kesmeyelim
Rakı ile mezesi bahane olsun
Bırak devamı da keyfe kalsın
Geceleri uyku ile haram etmeyelim istedim
Her mevsim açan çiçekler olsun
Her çiçeğin adı ile anılan bir an
Her bakışının da bir anlam olsun
Çiçeklere kıyamam
Başında nurdan bir taç olsun istedim
İster zengin ister fakir olalım
İster yamalı ister incili olsun
Ama eteklerin
Beni görünce zil çalsın
Yanakların al al olsun istedim
Mevsimlerden ne olursa olsun
İçimizde hep üçüncü bahar olsun istedim
Başın omzumda yürüyelim
Rüzgar yormasın bizi
Saçların örtmesin gül yüzünü
Güzel gözlerin her an gözlerimde olsun istedim
Güneş yanmamız kadar yaksın
Yağmur istediği kadar yağsın
Soğuk bırak bize ne yaparsa yapsın
Ben seninle donup seninle erimek istedim
Güneş denize ilk düştüğünde
Taş sektirelim
Kim daha çok sektirirse
O en çok seven o olur derler de
Ben seninle hep berabere kalmak istedim
Balığa çıkalım oltamıza
Ne eksik ne fazla
Nafakamız kadar balık dolsun istedim
Balıkları una bula
Artan undan yüzeme maskaralar yap
Sonrada geç karşıma çocuklar gibi gül
Ben senin bu haline kızamayım istedim
Sen yüzüme böyle dalıp bakarken
Ben o günlere döndüm
Şurada tek kalmış bakkala git
Toz leblebi horoz şekeri alda gel
Şu kaldırıma da ben seksek çizeyim
Oldu bari tam olsun doya doya
Çocukluğumuza dönelim
Akşamda sağ ceplerimizi boşaltıp
Bozukluklarla lunaparka gidelim istedim
Dönüşte bahçede
Çamura el izlerimizi basıp
Ellerimizi üstümüze sürüp
Çamaşır makinesinin karşısında
Suçlu gibi durmak istedim
Sonra yastıkları kapıp
Vurma ya başıma diye bağırıp
Bir yandan da kaçıp
Yastık savaşı yapmak istedim
Ara sıra kaçamak yap meyhaneden
Uzaklaş biraz benden
İçime ateşler düşsün
Aklım yerinden çıksın da
Seni özlemek ibadet gibi olsun istedim
Git saclarını boyat
Ne renk olursa olsun
Yalnız benim elim saçlarında olsun istedim
Gözümün ucundayken bile
Buram buram hasret kok
Başımı döndüren kokun
Baştan çıkartan nefesin
Hep tenimde olsun istedim
Hele hele şehre her indiğimde
Senden uzak gecen her ana dellenip
Meydanda ki saatle bile kavga etmek istedim
Geç kalan dolmuşa
İkide bir inip binerek
Beni senden ayrı koyan
Zamanımızı çalan yolculara kafa tutmak istedim
Beni kov at sokaklara yalancıktan
Evde kal
Bana sürpriz iki kap yemek yap
Birde önümüz kış bana özen
Bana kışın beyazına yakışır
Bir kaşkol birde kazak ör
Rengi ebruli olsun istedim
Sonra ara ver her şeye
Gel kucağıma otur elinde kadehler
Bir şarkı mırıldan
Ben mest olayım
Senin nuruna bakmaktan
Müjgan yorgun düşsün
Elinle göz yaşımı göz yaşına bulaştır istedim
Bahçede toz toprak olmuş
Temizleyelim bir şeyler ekelim
Her ağacı sevdamız gibi büyültelim istedim
Sonra evimize girelim
Üstün başım toz içinde
Beni de yıka yumuşacık ellerinle
Dikkat et gözüme sabun kaçmasın
Mutluluktan ağlıyorum helalinden
İçine sabun haram katmasın istedim
Açık pencereden meltem girsin
Üstümüzde tutkudan başka bir şey olmasın
Titreyelim
Nedenini bir sen bir de ben bileyim
Sevişelim istedim
Ayın üstümüze vurduğu yerde
Nefes nefese olsun gece
Ben güle dokunur gibi dokunayım
Sen sarmaşıklar gibi sarıl
Yorganı tenimize ten etmeyelim istedim
Uykuya dalmadan
İlk günün ateşinde
Birde omzuna öpücük kondurmak
Tuzunu tadını içime doldurmak istedim
Kalkalım yataktan yada
Nerde söndürmüşsek mumu
Oradan kalkalım
Kurulalım bir sofraya
Kahvaltımıza bereketler dolsun
Sabah serinliğinde balkonda fesleğen
Ama masada bir tek çiçek sen olsun istedim
Elimizde bir fincan kahve
Masada vişne reçeli
Mutfaktan kızarmış ekmek kokusu da olsun istedim
Ve her sabah sarısına ekmek bandırılan
Yumurta gibi taptaze
Bir merhaba ile güne başlamak istedim
Horoz sesi kuş cıvıltısı arasında
Bir şarkı gibi gelen
Gürültülü konuşmalarının
Kendi kendine kızmalarının
Bir de bunlar kulağımdayken
Fırından yeni çıkmış dumanı üstünde
Bir ekmek sıcaklığında öpüşlerini istedim
Bir kuş sütü eksik olsun masada
O da kadı kızının kusuru olsun demek istedim
Hadi bu gün biraz lüks yapalım
Egeye şu en güzel yerden
Senin gözlerinden bakalım
Gecenin siyahı gündüzün beyazı
Bunlara alışmışken
Dünyaya bakarken gözlerimde
Birde senin alacan olsun istedim
Sonra uğrayalım bir parka
Dokunmadan çicekeere
Çimenlerde yuvarlanmak
Yeşile boyanmak
Sana çalmak sen renginde olmak
Sonra kurulup bir salıncağa
İçimizdeki çocukluğu sallamak
Kahkahalar atmak istedim
Hep yalnız geçerdim bu yollardan
Varlığınla onurlandım
Hatta çok duygulandım
Yalnızlığıma uzanan elini
Öpüp başıma koymak istedim
Bir yuvayı bir bahçeyi
Derleyip toplar gibi
Şu dağınık halimi toplamaya gönül verdin ya
Bende yanında adam gibi adam olayım istedim
Dağların en yalnızı Süphan
Sen de benim gibisin başı dik gururlu ama yalnız
Sen de benim gibisin çılgın yalçın ama sönmüş
Senden beni ayıran
Güneşe köle olmayan karların
Bende ise çaresiz tükenip erimiş bir yürek
İşte bu şiirleri yazan adam olarak
Yanında adam gibi adam olayım istedim
Seninle hayat çok uzun olacak belli
Hep yan yana
Hep birbirimize
El ayak olalım istedim
Toprağı yeniden yeşerten
Tohumları filizlendiren
Gökyüzünü yamalayan
Ve beni güzel duygularla dolduran kadınım ol istedim
Bir ağaca baktığımızda
Dalları yaprakları meyvesi de
Ağaçın kökü de kendisi de
Biz olalım istedim
Yıllar eskitse de yaşlandırsa da
Yıkılmayan dev bir çınar olalım
Etle tırnak gibi ayrılmaz olalım istedim
Bir gün aklansa da saçlar
Bedenimizi sarsa da yaşlı yıllar
Ruhumuzu hep genç tut
Bizi üçüncü baharımızda büyüt istedim
Nazım usta Abidin'i bilmem ama
Ben çizebilirim mutluluğun resmini
Hem de işin kolayına kaçmadan
Çizmem içinde hissettiklerimi
Aktarmam yeter beyaz bir zemine
Senin zamanını bilmem ama
Var mıdır bu zamanda bu resme değer
Var mıdır ki biz çizelim
İşin kolayına kaçmadan
Diye sesleniyordum Nazım ustaya
Elinde bir tablo sen çıkıp geldin
Bana mutluluğu getirdin
Senden Allah razı olsun demek istedim
Bir ilk okul birinci sınıf talebesinin
Sınıfına giren hayat bilgisi öğretmeni gibi
Sıfırdan başlayıp elinde büyür gibi
Yeniden okur yeniden anlar
En doğrusundan hayatı yakalar gibi
Seni hayat gibi karşılamak istedim
Öyle ya da böyle girdiğimiz bütün yollar biterdi
Bitmeyecek bir yolda el ele yoldaş olmak istedim
Şu küçük çarşı
Derme çatma tezgahlardan
Üstüne üç beş elbise alalımda
Köylü kızı şeherli yosma
Ama illaki benim yarim ol istedim
Geçerken bir de boncuk alıp takayım da
Sana nazar olmasın istedim
Gel rüyalarımın zamansız hırsızı
Hayallerimin ortağı olduğun gibi
Baharlarımın gönüllü mahkumu
Suyu huysuz acıyı tatlı kılan kadın
Ol istedim
Sen yürü ben arkandan bakayım
Hatta biraz laf atayım
Sonra bir ağacın dibinde soluklan
Ben sana bir bakayım bir daha bakayım
Yüreğime serinlikler güzellikler düşsün
Kelimeler yetersiz kalsın
Sana yarım kalan bir şiir yazayım istedim
Kudret KobalKayıt Tarihi : 14.1.2024 13:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!