Ah be Sultan, bu kadar çekici olmasaydın
Seni her tanıyanın kalbine akar mısın?
Bunca güzel meziyet, hasletle dolmasaydın,
galiba aşık oldum, gönüle bakar mısın?
Bunca yıl yaşamışım meğer aşktan bî haber.
Eğer kalbin boş ise; yaşamın da derbeder
Tek kanatlarımızı birleştirip beraber,
Mutluluk Âlemine benimle uçar mısın?
Belki sen de ben gibi, çok zaman bunalırsın.
Gündüzler geçer amma, gece mahzun kalırsın.
Belki nezaketinden, selamımı alırsın.
Uzaktan hoşsun amma; yaklaşsam kaçar mısın?
Sevgisiz geçti ömrüm, hasret düşmüş payıma.
Yalnız geçen bir günüm; eş değer bir ayıma.
Tenezzül buyurup da, gelemedin çayıma.
İnzivaya mı girdin, çıkmakta naçar mısın?
Oldu olacak deyip, boş verip el aleme,
Yolumu aydınlatan, güneşim ol haleme.
Hazan mevsimi açan şu tomurcuk laleme,
Taç yaprakları olup, rengarenk açar mısın?
Maziyi unut gitsin, meğer kalsa da izi.
Niye tanıştırdı ki? tesadüf ikimizi. ..
Çocukları takma sen, torunlar anlar bizi.
Teklif etsem bir akşam, benimle çıkar mısın?
Dermanım yok uzağa, orta yerde buluşsak.
Unuttuklarımıza yeni baştan alışsak.
Birlikte desteklenip yürümeye çalışsak,
Bastonumu almasam, koluna takar mısın?
Yürümem fena değil, ayağa kalkmak sorun.
Eğer evde olursa, elimden tutar torun.
Alaturka Wc den; senin de var mı zorun?
Çoğu zaman üşenip, yatakta sıkar mısın?
Daha iki yıl oldu, üç otuzu geçeli.
Ayaklarım üşür ya; çoraplarım keçeli.
Burnum akmasın diye, yatıyorum peçeli
Sen de kulaklarını pamukla tıkar mısın?
Bir yıl var gelin bana; mutfağı yasakladı.
Geçen; az kaçırmışım söylenerek pakladı.
Kırılacak ne varsa; kaldırıp hep sakladı.
Sende de var mı biraz, ben gibi sakar mısın?
Dört çeşit hap yutarım, her günde üçer üçer.
Midem pek çalışmıyor, eh; biraz yemek seçer.
Sırtımın ağrıları biraz ovulsa geçer.
Acaba derim; her gün ovmaktan bıkar mısın?
Ben peşinden ağlarken, bakmadan gidiyorsun.
Aşkım yaşımdan büyük, niye naz ediyorsun?
Biz senle akran iken; "posan kalmış" diyorsun,
Benim posam kalmış da; sen sanki şikar mısın?
Kayıt Tarihi : 15.8.2008 19:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri yazış sebebim; .... Ben 66 yaşındayken İstanbul'da 36 dairelik apartmanımızda oğlunun yanında kalan yaşlı amca ile kamelyada baş başa sohbete daldık.Oldum olası kendimden büyüklerle sohbet etmeyi severim. Ayağa kalkması için yardıma muhtaç dedenin, hala gönlünün genç olduğunu görüyordum. Eşini kaybettikten sonra münasip birisiyle evlenemediğinden, memlekette teklifini kabul etmeyen üçüncü bahar aşkından posan kalmış deyip gittiğinden bahisle; Gelinin eline kaldığından yakınıyor, Bir çocuk safiyaneliğiyle, fonksiyonel yada yeteneksel zafiyetlerini de itiraf ediyordu. Sohbetten; ancak eşlerin birbirinin kahrına dayanabilir gerçeğini vurgulamak ve bundan da herkesin kendine göre bir hisse alacağını.umarak, biraz da gülümseterek düşündürmek istedim..
Sultanım der hem, yerden yere vurur
Bu kadar sefilse gönül köşkünüz
Söyle orda hangi sultan oturur
Alay edersen et yalnız kendinle
Yola çıkacaksan kendi denginle
Tanımaz bilmezsin sultan dediğin
Hayal aleminde boşa gezinme
HOŞDAN DA HOŞ BİR ŞİİR.
TEBRİKLER ÜSTADIM.
SELAM VE DUA İLE.
rastlanırmış. Dünya ile rabıtaların
kesilmeye yüz tuttuğu bu dönemler
bu acıları karşılayacak güçte olunmadığı
için, çekilen acılarda çok şittetli olurmuş..
****************************************************
Tebrikler, Saygılar...
Bedri Tahir Adaklı
TÜM YORUMLAR (6)